Ben çok önce yüzleştim. Yaşlı bir enkaza dönmeden önce. | Open Subtitles | لقد قمت بمواجهته مبكراً جداً قبل أن أصبح حطاماً عجوزاً |
Bu gece kulübüne gidip onunla yüzleştim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى ناديه الليلة ، وقُمت بمواجهته |
Bugün onunla yüzleştim, bana saldırdı. | Open Subtitles | اليوم ، قُمت بمواجهته وقام بمُهاجمتي |
Onunla yüzleşmeyi çok istiyordum. | Open Subtitles | كنت أحلم بمواجهته |
Onlarla yüzleşmeyi falan düşündün mü peki? | Open Subtitles | أعني ، هل فكرت بمواجهته ؟ |
Şartlı tahliyeyle salıverilmiş Morris neden Edwards'ın arabasına bomba koyup bu kadar kalabalığın önünde onunla yüzleşip her şeyi riske atmak ister ki? | Open Subtitles | (موريس) حصل لتوه على إفراج مشروط من السجن، لماذا يضع قنبلة في سيارة (إدواردز) ويخاطر بكل شيء بمواجهته أمام الناس؟ |
Hayır, onunla yüzleştim. | Open Subtitles | كلا، قمت بمواجهته |
Aaron teröristlerle iş birliği içindeyse ve onunla yüzleşip elini açık edersen kendini daha da tehlikeye atmış olursun. | Open Subtitles | إذا كان (هارون) متورطاً مع الإرهابي وقمت بمواجهته وكشفت إليه ما لديك أنت تعرض نفسك للمزيد من المخاطر |