Senatör bu yüzde yüz bütünsellik içeren bir askeri program. | Open Subtitles | أيّتها السيناتور, هذا برنامج طوارئ يخص الدمج بنسبة مئة بالمئة. |
Şundan yüzde yüz eminim ki bu yaklaşım arabaları sattırır. | Open Subtitles | أنا متأكد بنسبة مئة بالمئة أن هذا النهج سيبيع السيارات. |
Sorun şu ki, sen yüzde yüz tutturmaya başlayınca daha da büyük oynamaya başlamıştım ve kendimizi hep beraber kuburun içinde bulduk. | Open Subtitles | المشكلة معي هي أنني بدأت أرهن عليك بقوة بعد أن ربحت بنسبة مئة بالمئة و قدتك مباشرة إلى المرحاض |
Burada yazana göre patlamış bir apandisin alınmaması ölüme sebep olur. - İstisnasız bir durummuş. | Open Subtitles | مكتوب هنا، "الفشل في استئصال الزائدة الدودية يؤدي للموت" بنسبة مئة بالمئة. |
Burada yazana göre patlamış bir apandisin alınmaması ölüme sebep olur. - İstisnasız bir durummuş. | Open Subtitles | مكتوب هنا، "الفشل في استئصال الزائدة الدودية يؤدي للموت" بنسبة مئة بالمئة. |
Sorun şu ki, sen yüzde yüz tutturmaya başlayınca daha da büyük oynamaya başlamıştım ve kendimizi hep beraber kuburun içinde bulduk. | Open Subtitles | المشكلة معي هي أنني بدأت أرهن عليك بقوة بعد أن ربحت بنسبة مئة بالمئة و قدتك مباشرة إلى المرحاض |
Bu gibi durumlarda hamileliği sonlandırırsan, anne yüzde yüz hayatta kalır. | Open Subtitles | في هذه الحالات يجب إجهاض الأم فتعيش بنسبة مئة بالمئة |
Üzgünüm. Hayır, sistemimiz yüzde yüz doğru. | Open Subtitles | أجل، أعتذر، كلا، فنظامنا دقيق بنسبة مئة بالمئة. |
Kesinlikle yapıyor. yüzde yüz eminim bundan. | Open Subtitles | أنا واثق بنسبة مئة بالمئة .. إنّه |
Pat'in geri gelmeyeceğinden yüzde yüz eminim ama yüzde bir ihtimalle bile gelecek olursa bu baya güzel bir önlem olurdu, öyle değil mi? | Open Subtitles | ♪ Jeremiah, Jeremiah ♪ اسمع، أنا متأكد بنسبة مئة بالمئة من أن (بات) لن يرجع ولكن بسبب فرصة الواحد بالمئة لرجوعه |
- yüzde yüz? | Open Subtitles | - بنسبة مئة بالمئة |
Burada yazana göre patlamış bir apandisin alınmaması ölüme sebep olur. - İstisnasız bir durummuş. | Open Subtitles | مكتوب هنا، "الفشل في استئصال الزائدة الدودية يؤدي للموت" بنسبة مئة بالمئة. |