Yani, sanki seninle aynı evde yaşamıyormuşum gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أَعْني، تتصرفين وكأني لا أعيش معكم بنفس البيت |
Çünkü biliyorum ki, ömrümün sonuna kadar aynı evde oturacağım, aynı koltuklarda televizyon izleyeceğim, aynı lokantalarda yemek yiyeceğim, aynı sözleri söyleyeceğim. | Open Subtitles | لأنني أعلم بأنني سأعيش بنفس البيت وسأشاهد التلفاز على نفس الأريكة إلى أن تنتهي حياتي آكل في نفس المطعم وأروي نفس الحكايات |
Yani aynı evde olacağız. Tüm gün futbol oynayabiliriz. | Open Subtitles | بنفس البيت يمكننا ان نلعب كرة القدم |
Hayır. Elijah'ın Jenna'yla aynı evde olma fikri hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لستُ أحب فكرة تواجد (إيلاجا)، بنفس البيت الموجودة بهِ (جينا). |
Yine de, eski eşleri böyle beraber, aynı evde normal bir aile gibi yaşarken pek sık göremezsiniz. | Open Subtitles | بنفس البيت مثل عائله طبيعيه |
aynı evde büyüdük. | Open Subtitles | نشأنا بنفس البيت |
aynı evde büyüdük. | Open Subtitles | نشأنا بنفس البيت |
Eski kocan ve oğluyla aynı evde yaşamayı dene de o zaman gör seks hayatın ne kadar güzel oluyor. | Open Subtitles | حاولي العيش بنفس البيت مع زوجك السابق و أبنه -وشاهدي كم عظيمة ستكون حياتك الجنسية . |