Konu o olunca, iyi niyetle de olsa kötü şeyler yapma gibi bir huyum var. | Open Subtitles | لدي سوابق في القيام بأمور خاطئة بنية صافية عندما يتعلق الامر بها |
Viktor, sizi Washington'a iyi niyetle davet etmiştim, ekmeğimizi bölüp birbirimize güvenmeyi öğrenelim diye. | Open Subtitles | فكتور), دعوتك إلى (واشنطن) بنية صافية) لنتشارك الطعام ونتعلم الوثوق ببعضنا البعض |
Hayır. İyi niyetle geldik. | Open Subtitles | كلا, كنا قد أتينا بنية صافية |
Barış hediyesi. Bütün iyi dileklerimle. | Open Subtitles | هذه هدية سلام ، بنية صافية |
Barış hediyesi. Bütün iyi dileklerimle. | Open Subtitles | هذه هدية سلام ، بنية صافية |
Barış hediyesi. Bütün iyi dileklerimle. | Open Subtitles | هدية سلام ، بنية صافية |