17 yıllık bir hapislikten sonra bugün, oradan bir adam ayrılıyor. | Open Subtitles | ويوجد بها رجل سيرحل منها اليوم بعد 17 عاما من السجن |
Başka bir adam otururken masaya gelmeye korkmuş. | Open Subtitles | إنه يخاف أن يأتى إلى المائدة التى يوجد بها رجل آخر |
Ve ilk kez bir adam önünde işiyordu. | Open Subtitles | و أول مرة يتبول بها رجل أمامها |
Yaşlı adamın ölümcül hastalığını bize sunarken Bellegarde, hangi komitenin kararıyla karşımızdasın? | Open Subtitles | أي لجنة تخاطب بها رجل مريض تود منا تشكيلها ؟ |
Kötü adamın soruşturma görevlisini araması sıklıkla olur. | Open Subtitles | حسناً، ليست اول مره يتصل بها رجل سئ لمحقق شرطه |
Bütün bu cesetler. bir adam. | Open Subtitles | كل هذه الجثث تسبب بها رجل واحد |
Dediğin gibi bir adam yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن بها رجل كهذا |
...ve oradan ketçaplı ve çeşnili sosis almıştır ardından motosikletli bir adam... | Open Subtitles | .. وإشارة قام بها رجل بدراجة نارية! |
Başka bir adam ya da sahte modelim değil. | Open Subtitles | لم يقم بها رجل آخر أو آلة |
Aslına bakarsan buraya sana, kör bir adamın ne kadar çok vizyona sahip olabileceğini göstermeye geldim. | Open Subtitles | فى الحقيقة أنا هناك لأريك مقدار الرؤية التى يتمتع بها رجل أعمى |
Karını sevmediğini söyleyeceksen, onlar evli adamın metresini kandırma sözleri. | Open Subtitles | يبدو كما لو أنّك قلت لي إنّك لا تحب زوجتك بالطريقة التي يقيم بها رجل متــــزوج علاقة مع عشيقة. |
Bir odanın içinde bir adamın ve etrafında kadın ve çocuk kuklaların asılı olduğu bir eser. | Open Subtitles | ثمة غرفة بها رجل... ومن حوله دمى معلقة من النساء والأطفال |