Beni izleyin. Bu taraftan. | Open Subtitles | أتبعوني، اتبعوني من هنا، من هنا، بهذا الطريق |
Pekâlâ, siz ikiniz Şu taraftan gidin. Nikki'yle ben de Bu taraftan gideceğiz. | Open Subtitles | حسناً، انتما الاثنين اذهبا بهذا الطريق انا ونيكي سوف نذهب بهذا الطريق |
Dinle, Bu yoldan yürüyelim ve ana yola çıkalım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، دعنا فقط نمشي بهذا الطريق ونبتعد عن الطريق الرئيسي، حسنا؟ |
Birinci ve ikinci takım da benim arkamdan, Bu yoldan. | Open Subtitles | الفريق الأول و الثاني من خلفي سنتقدم بهذا الطريق |
Buraya bakarlarsa kapı dayanmaz ama bir süre daha bu tarafa gelmezler. | Open Subtitles | لن يحتملهم هذا الباب إذا جاءوا للبحث عنّا، لكنهم لن يمرّوا بهذا الطريق لبعض الوقت. |
Bir adamın kurbanı devirdiğini çantasını çalıp Şu tarafa kaçtığını görmüş. | Open Subtitles | لقد رأت رجلً يرديّ الضحية أرضاً، أمسك بحافظة النقود، وهرب بهذا الطريق |
Asilerin bu tarafta olduğunu size düşündüren nedir, General? | Open Subtitles | ما الذى جعلك تعتقد ان الثوار بهذا الطريق, جنرال ؟ |
Bu taraftan memur beyler. Başkan sizi bekliyor. | Open Subtitles | الحق بهذا الطريق ياضباط سوف يراكم العمده الان |
Şimdi, eğer Bu taraftan geldiysem Bu taraftan da dönmem gerek. | Open Subtitles | لو مشيت بهذا الطريق سأعود من هنا |
Biri, düşmanın kaçmasını önlemek için bu yolu saracak, öteki ise Bu taraftan gelecek ve kapanı kapayacak. | Open Subtitles | إحداهما ستحيط بهذا الطريق لمنع تراجع العدو، والآخرون سيتجهون إلى هذا الطريق، لإغلاق الفخ إحداهما ستحيط بهذا الطريق لمنع تراجع العدو، والآخرون سيتجهون إلى هذا الطريق، لإغلاق الفخ |
Pekala, beyler, Bu taraftan gidiyoruz. | Open Subtitles | حسناً يا رفاق نحن ذاهبون بهذا الطريق ! هيا تحركوا |
Bu taraftan. Hadi. | Open Subtitles | من هذا الطريق ماذا يحدث بهذا الطريق |
Yakalandığımda Bu yoldan getirilmiştim. | Open Subtitles | لقد مررت بهذا الطريق عندما تم أسرى ولكنه كان مفتوح وقتها |
- Dön dedim. İşte buradan. Bu yoldan gidersen iki mahalleyi atlayıp geçersin. | Open Subtitles | استدر هنا، يمكنك ان تعبر منطقتين من المدينة بهذا الطريق |
Geldiğim için şanslısınız. Uzun bir süredir Bu yoldan geçmemiştim. | Open Subtitles | أنتما محظوظان لمروري من هنا، فلم أمرّ بهذا الطريق منذ مدّة طويلة. |
Anne baba, sokağın aşağısına bakın. Ben bu tarafa gideceğim. | Open Subtitles | أمي,أبي,اذهبوا الى الشارع انا سأذهب بهذا الطريق |
Her ne ise, bu tarafa doğru geliyor! | Open Subtitles | مهما كان قادما ، يجئ بهذا الطريق |
Hayır, Şu tarafa git. | Open Subtitles | لا، امض بهذا الطريق |
Video donanımı, biraz eski ve yıpranmış, fazlasıyla post-empresyonist zannımca. Anomali bu tarafta. | Open Subtitles | تركيبات فيديو، قديمة ومضجرة، عن نفسي هذا هو انطباعي، الهالة بهذا الطريق. |
- Yapma. Ne de olsa, daha önce bu yollardan geçtik tatlım. | Open Subtitles | في نهاية المطاف، لقد مررنا بهذا الطريق من قبل، عزيزي. |
Şimdiye kadar bu yola girmeyi düşündüysen, samimi ol kabul ederiz ama bundan önce kendini ikna etmelisin. | Open Subtitles | والآن، إذا قررتِ أنكِ تريدين المضي بهذا الطريق فنحن سنستقبلك بقلوب رحبة ولكن قبل ذلك يجب أن تمنحي كل ما تستطيعينه |
Yani sen de bu yolu seçerek her şeyi riske soktuğumuzun farkındasın? | Open Subtitles | لأكون واضحة، إن تابعت بهذا الطريق فأنت تعرض كل ما نفعله للخطر |
Şu yönde iki blok sonra. Ama sadece on dakikamız var. | Open Subtitles | شارعان فقط بهذا الطريق لكنّ تبقى لنا 10 دقائق فقط |
- Şu taraftan, laboratuarın oradan gelmeliydiler. - Bizle de bağlantıları kopuk. | Open Subtitles | كان يَجِبُ أنْ يذهبوا بهذا الطريق إنهم يَقْطعونَ منّا أيضاً |