Bizim aramızda hiç böyle bir şey yaşanmadı, değil mi? | Open Subtitles | لم يحدث هذا لنا بهذا النحو من قبل، أليس كذلك؟ |
En son... şu mavna kayaya oturduğunda böyle hissetmeye başladım. | Open Subtitles | آخر مرة شعرت بهذا النحو كانت عندما كانت تلك السفينة مدفوعة نحو الشاطئ |
Bilirsin, artık bunları böyle yapmıyorlar. | Open Subtitles | أتعلم, أنهم لا يصنعوا السيارات بهذا النحو بعد الآن |
Bu şekilde konuşmamalısın. Bu tavrınla kanatlarımı kazanamam. | Open Subtitles | أنظر، عليك ألا تتكلم بهذا النحو لن أحصل على جناحيّ بهذه الطريقة |
Bu şekilde konuşmamalısın. Bu tavrınla kanatlarımı kazanamam. | Open Subtitles | أنظر، عليك ألا تتكلم بهذا النحو لن أحصل على جناحيّ بهذه الطريقة |
Evliliğim boyunca böyle konuşup durdunuz mu? | Open Subtitles | هل كنتما تتحدثان بهذا النحو طوال فترة زواجي؟ |
İlk tanışıklığımızın böyle olmasını istemem. | Open Subtitles | أكره أن تكون مقابلتنا الأولى بهذا النحو. |
Buranın, böyle bir haberin Bu şekilde verildiği bir yer olmasını istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن يكون هذا نوعاً من الأمكنة حيث توصل مثل هذه الأخبار بهذا النحو |
Dinle, sadece bilmeni istiyorum ki ... böyle olmasını istememiştim. | Open Subtitles | إسمعي ، أريدكِ أن تعرفي أنني لم أرد للأمور أن تسير بهذا النحو |
Suçlu hissettiğin için böyle davranıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تتصرفين بهذا النحو لشعورك بالذنب ، أليس كذلك ؟ |
böyle dediğine sevindim çünkü müvekkilini bununla suçlayacağım. | Open Subtitles | اتعلم , انا سعيد لانك وضعتها بهذا النحو لانه هذا ما سنشحن عميلك به |
Allah belamı versin... eğer bana bir daha böyle davranmana izin verirsem! | Open Subtitles | لتحل اللعنة عليّ إن تركتك تعاملني بهذا النحو |
Jason haklı. Öylece gelip konsa böyle görünmez. | Open Subtitles | أجل، إنه محق لا أحد يستطيع وضع هذه الجزور بهذا النحو |
böyle yapmaya devam edersen sinirlenmeyi bırakıp incineceğim. | Open Subtitles | والآن, إذا أصررت على الإبقاء بهذا النحو سأنتقل من التحذير إلى الأذى |
Soruyu benden bekleme. Bu işin böyle yürüdüğünü düşünemezsin. | Open Subtitles | لن أطلب منك لا تظن أن الأمور تسير بهذا النحو |
Jason böyle geri geri tekneye doğru kaçmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كان "جاسون" يتراجع بهذا النحو. إنه مُجرد رضيع، كالجرو الصغير، |
böyle hissetmene üzülgüm. | Open Subtitles | أنا آسفه بأنك شعرتي بهذا النحو |
- Hey, filmim hakkında Bu şekilde konuşamazsın! | Open Subtitles | ــ لا يمكنك أن تتحدث بهذا النحو عن فيلمي ــ فيلمك؟ |
Bu şekilde konuştuğunu çocuklar sakın duymasın! | Open Subtitles | أحرص على ألا يسمعك الأطفال وأنت تتكلم بهذا النحو |
Bu şekilde konuştuğunu çocuklar sakın duymasın! | Open Subtitles | أحرص على ألا يسمعك الطفلان وأنت تتكلم بهذا النحو |