Hey, eğer önemli bir şeyse, bana maç sırasında söylersin. | Open Subtitles | إسمع ، إذا كان أمراً مهماً أخبرنى به فى اللعبة |
Ne eğlenceli bir gün! Kötü vampir olduğun günleri özlüyorum. | Open Subtitles | ما أحلى موعد حظيت به فى أيام مصاص الدماء السيء |
Ve bu noktada hayatında büyük bir duygusal şey olagelmişti. | Open Subtitles | وكان هذا الشاب الشئ الاكثر تعلقا به فى تلك الفترة |
Bu yüzden önümüzdeki bir kaç dakika içinde anlatacağım umulmadık doğayı düşlediğinizde, bizim dünya gezegenindeki maddelerden meydana geldiğimizi hatırlayın. | TED | لذا فعندما تفكرون فى عدم إمكانية ما سأخبركم به فى الدقائق التالية، فقط تذكروا، نحن جئنا من أشياء على كوكب الأرض. |
İngilizce testinde yapmış olduğu tipik bir hatayı göstereyim. | TED | دعوني أريكم خطأً نموذجيًا قام به فى اختبار اللغة الإنجليزية. |
Bu bir casus. Onu Beyaz Saray'da yakaladık. | Open Subtitles | هذا جاسوس . لقد أمسكنا به فى البيت الأبيض |
Ben sadece, karısına balayında düşünmesi gereken bir şeyler vermek istedim. | Open Subtitles | لقد اردت فقط أن أمنح زوجته شئ لتفكر به فى شهر العسل |
bir adamın kafasını kırar, tutuklar, zindana atabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تحطم رأسة تعتقلة , تلقى به فى السجون |
Ve bir kusur buldukları anda onu yıkarlar. | Open Subtitles | و سوف يطيحون به فى اللحظة التى يجدون به خللاً |
Yuvarlak Masa Şövalyelerini şu karanlık zamanlarda... örnek gösterecek bir göreve ihtiyacınız var. | Open Subtitles | فرسان المائدة المستديرة سيكون عندهم مهمّة ليكونوا مثال يحتذى به فى هذه الأوقات المظلمة |
Daha dün sokakta rastladığımız bir adamın, bugün peygamber olduğunu nasıl kabul edebiliriz. | Open Subtitles | كيف يمكن أن نقبل ما يحدث الرجل الذى التقينا به فى الشارع بالأمس يصبح رسول الآله اليوم هو يقول : |
Oswald denen o salak suikast gibi büyük bir işe kalkışsın ha? | Open Subtitles | أوزوالد ذلك الطفل الأبله سيزج به فى عملية الإغتيال الخطيرة بهذه الحيلة ؟ |
Elm'de vurmalarının tek nedeni... onu bir çapraz ateş üçgenine sokmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد للإيقاع به فى ذلك المكان هو استهدافه بإطلاق النار من ثلاث اتجاهات |
Yağmur yağarken evde yapacak pek bir şey olmuyor. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير للقيام به فى المنزل عندما يكون الطقس ماطرا |
Çünkü o içimizde yaşar. Yüreğimizde saklı bir inançtır. | Open Subtitles | لأنها تعيش فينا إنها إيمان نتمسك به فى قلوبنا |
Uzun zaman önce okulda yaptığım bir proje. | Open Subtitles | انه مشروع قمت به فى المدرسة منذ فترة بعيدة. |
- bir acil durum bağlantım var ... - Olmaz! | Open Subtitles | لدىّ شخص أتّصل به فى الحالات الطارئة، لكن مستحيل أن أثق به |
Ve yaşamda yalnızca tek bir şeyi umursuyordum... Trompet çalmayı. | Open Subtitles | كان الشئ الوحيد الذى اهتم به فى حياتى كلها هو العزف على الترومبت |
Ve yaşamda yalnızca tek bir şeyi umursuyordum | Open Subtitles | كان الشئ الوحيد الذى اهتم به فى حياتى كلها هو العزف على الترومبت |
U yarımı dikkate almazsanız, Fransa topraklarında bin yıldır duyulmamış bir savaş narası atacağız. | Open Subtitles | ولكن لو لم تهتم بتحذيرى علينا ان نرفع عويلك بالمعركه لم يسمع به فى فرنسا من الف سنه |