Evlen onunla. Hala ona karşı bazı iyi duygular besliyor olmalısın. | Open Subtitles | تزوجي به, لا بد أنك ما تزالين تملكين بعض المشاعر تجاهه |
onunla karşılaştığım andan beri aklımdan hiç çıkaramıyorum. | Open Subtitles | منذ ان التقيت به. لا استطيع اخراجه من علقي. |
Çünkü yaptığı tek iyi şey, onunla görülmek istemememi engellemiyor. | Open Subtitles | لأن الشيء الصغير اللطيف الذي يقوم به لا يغير من حقيقة أنني لا أريد أن يراني الناس معه |
Çünkü inandığım gelecekte paraya ihtiyaç yok. | Open Subtitles | لأن المستقبل الذى أؤمن به لا يحتاج إلى المال |
Kanıtlayamam. Dahil olduğuna dair hiç delil yok. | Open Subtitles | لا يمكننى إلصاق التهمة به , لا يوجد أي دليل على أي تورط |
Ama bana söylemediğin bir şeyler olduğunu biliyorum ve o şey her neyse, senin doğruyu kabullenmene engel olan şey ona güvenmiyorum. | Open Subtitles | لكن أعلم أن هُناك شيئ لا تُخبرني إياه وأيا كان هو ، فغريزتك هى ما تمنعك من الإعتراف به لا أثق به |
onunla görüşmeye çalıştım ama aramalarıma yanıt vermedi. | Open Subtitles | في كلِ مرةٍ أحاول الإتصال به لا يرد على إتصالاتي |
Böylelikle, onunla suçlananlar ne kovulabilecek ne de herhangi bir şekilde cezalandırılabilecek. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، أي شخص يُتهم به لا يُمكن أن يُطرد أو يُعاقب بأي حال من الأحوال |
Eğer onunla karşılaşırsan benim burada olduğumdan bahsetme. | Open Subtitles | و , تعلمين , اذا اذا مررت به لا تذكرين بانني هنا |
Her şeyi onunla yapmak istediğim insan benimle hiç bir şey yapmak istemiyor. | Open Subtitles | وهذا منطقيّ جداً, لأن الشخص الذي اريد ان تكون لي كل العلاقة به لا يريد أي علاقة بي |
Tellerin dışında onunla kişisel bir ilişkin yok mu? | Open Subtitles | الا يوجد علاقة شخصية به لا شيئ يحدث خارج الجدران؟ |
onunla top mu oynamak istiyorsunuz! Yalnız ona bırakmayın! | Open Subtitles | ليمكنك اللعب به لا تدعوه يفعل ذلك |
Neye karıştığınız hakkında en ufak bir fikriniz dahi yok. | Open Subtitles | ليس لديكم أيّ فكرة عمّا تدخّلتم به. لا فكرة على الإطلاق. |
Benim inandığım bu. Hak etmenin yapabileceği bir şey yok. Yinede derim ki eğer biri bu çukurda olmayı hak ediyorsa bu Harrison'dır. | Open Subtitles | هذا ما أؤمن به لا زلت اقول ان كان هناك من يستحق |
Yemin ederim sizinle hiçbir ilgisi yok. Hiç bilmiyorduk! | Open Subtitles | أخذنا الجثث إلى أوّل مكان فكّرنا به لا علاقة له بكِ، أقسم لكِ |
Çünkü sen artık öyle davranıyorsun. Hırs yok. Vizyon yok. | Open Subtitles | لأنَّ، هذا ما كنتِ تتظاهرين به لا طموح، لا رؤية، لا خطة رئيسية |
Bebeğim, bu yaptığın işte bir problem yok, değil mi? | Open Subtitles | حبيبي الشيء الذي تقوم به لا مضربة به أليس كذلك ؟ |
Onu aradığında, ona bu olayla ilgili hiçbir şey söylememelisin. | Open Subtitles | عندما تتصلين به لا تخبريه بأي شيء عن الأمر. |
ona bunu yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل ذلك به لا أستطيع تركه في بيت رديء |
ona yetişirsek, adadaki tek eğitimli doktora bir şey olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | اياً كان هو،انه يعرف اكثر اذا لحقنا به لا اريد ان يحصل اي شيء الى الطبيب الوحيد في الجزيرة |