Heyecan verici bir cumartesi akşamında egzotik yemeği Cheerios'u zevkle yiyor. | Open Subtitles | يستمتع بوجبة غريبة عبارة عن رقائق ذرة في ليلة سبت مثيرة |
Çoktan bir protein yemeği yapmış durumdayız, o zaman soya fasulyesi yemeğine hatta iri mısır veya da buğday ununa benzer bir şey hayal edebiliriz. | TED | لقد أنتجنا بالفعل وجبة من البروتين، لذا يمكنك أن تتخيل شيء شبيه بوجبة فول الصويا، أو وجبة الذرة أو طحين القمح. |
Benim için ne güzel bir olay böyle bir ev yemeği yemek. | Open Subtitles | يا لها من هديّة أن أحظى بوجبة مطهوة بالمنزل |
Güzel bir yemek yediğimizde, yemeğin ne güzel olduğunu tartışırız. | Open Subtitles | عندما نحظى بوجبة جميلة فإننا نتكلم في جمالها |
Çok özel bir yerde oturup gurme bir yemek yemekten bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن الجلوس و الأستمتاع بوجبة رائعة في مكان خاص جداً |
yemeğe ne dersin? Size bira da ısmarlarım. | Open Subtitles | مارأيكم بوجبة عشاء مع البيرة على حسابي ؟ |
Her üç günde bir, yavrularına besleyici bir ziyafet çekmek için derisini yenilediği ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولحسن الحظ إن جـلد الأم ينمو مجدداً كل ثلاثة أيام ذلك لتزويد صغارها بوجبة طعام آخرى مغذيه |
Ayrıca güzel bir ev yemeği hoşuna gider diye düşündüm. | Open Subtitles | فضلا على انني ظننتك ستكون سعيدا بوجبة منزلية بعد طعام السجن |
İnanabiliyor musun? Öğle yemeği borçlusun. | Open Subtitles | أنت مدين لي بوجبة غداء، قلتَ أينما أشاء، |
Yanındaki, başka birinin askerleriyle savaş alanında zafer kazanmak basit bir yemeğin tadını çıkarmak bir askerin yemeği ateşin karşısında. | Open Subtitles | أن تكون منتصراً في المعركة و قواتك حولك تستمتع بوجبة بسيطة |
- Tüm gece araba kullandım soğuk kahve ve hindiye talim ettim, bu mide iyi bir yemeği haketti. | Open Subtitles | لأنني كنت أقود طوال الليل وأأكل الطعام التركي والقهوة الباردة لعلّ هذه المعدة تحظى بوجبة صحية |
Bana iki dolarlık şarap ve devlet yemeği ısmarlayark beni cesretlendireceğini, ve teleziyondaki | Open Subtitles | تظنين بامكانك اشباعي بوجبة حكومية ثمنها دولاران |
İstediğin, başbaşa bir öğle yemeği ise parktaki teknelerde gezinti de olabilir, ne dersin? | Open Subtitles | إن كانت مسألة أنا وأنتِ نحظى بوجبة غداء جميلة، وربما جولة في القوارب بالمنتزه؟ |
Bana kongre üyesini öğleme yemeği ile mi aldığını söylüyorsun? | Open Subtitles | أتُخبرني أنّك اشتريت عضو بالكونجرس بوجبة غداء؟ |
En azından beş dakikalığına iş konuşursak, siz doktorlara öğle yemeği ısmarlayarak ilaç yasasını da ihlal etmemiş oluruz. | Open Subtitles | أنه ليس أنتهاكاً لسرية الأدوية من خلال رشوتكم لطبيبكم بوجبة غداء مادام نحنُ نتكلم حيال العمل لأقل من خمسة دقائق |
Yanında başka askerlerle savaş alanında zafer kazanmak ateş karşısında basit bir yemeğin tadını çıkarmak. | Open Subtitles | أن تكون منتصراً في المعركة و قواتك حولك تستمتع بوجبة بسيطة |
Pekâlâ da besleyici. Aslına bakarsanız hayatımda hiçbir yemekten daha çok zevk almadım. | Open Subtitles | فى الحقيقة لم أستمتع بوجبة كثيرا كهذه من قبل. |
Tek istediğim, üstümde üç çocuk dolanmadan arkadaşlarımla keyifli bir yemek yemek. | Open Subtitles | أريد فقط الجلوس مع صديقاتي وأستمتع بوجبة من دون ثلاثة مخلوقات يتسلقونني |
- Cuma günü yemeğe ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيكَ بوجبة العشاء يوم الجمعة ؟ |
Bu akşam şehirde kendimize güzel bir ziyafet çekeceğiz. Sana iyi gelecek. | Open Subtitles | سنحظى بوجبة لذيذة في المدينة الليلة ستحسن حالتك |
Sadece bu kerelik normal insanlar gibi güzel bir yemek yiyemez miyiz? | Open Subtitles | ألا نستطيع هذه المرة فقط أن نستمتع بوجبة جيدة مثل بقية الناس العاديين؟ |