Üvey baban sana kötü davranıyorsa hâlâ onu şikâyet edebilirsin. | Open Subtitles | لو كان زوج أمّكِ يُسيء إليكِ، فلا يزال بوسعكِ مُحاكمته. |
Köpekler üzerine deney yaparsan insanlara yardım edebilirsin. | Open Subtitles | حينما تتدربين على الكلاب، سيكون بوسعكِ المساعدة فى علاج البشر. |
En muhtemel sebep nedir, bana bunu söyle böylece testlerini yapabilirsin? | Open Subtitles | ما السبب الأكثر إحتمالاً لذلك؟ أخبريني ذلك عندئذٍ بوسعكِ إجراء فحوصكِ |
Bir reçetenin izini sürmemiz gerekiyor. Bunu yapabilirsin, değil mi? | Open Subtitles | إنّنا في حاجة لإقتفاء وصفة طبيّة، بوسعكِ فعل هذا، صحيح؟ |
Görevi kabul edip Elinden geleni yapmalısın. | Open Subtitles | لا يمكننى التحدث بالأمر يجب أن تتقبلى الأمر وتبذلى كل ما بوسعكِ |
Bir araştırma yapıyordum da... Acaba bana biraz yardım edebilir misiniz? | Open Subtitles | ،أنني أجري بعض البحث .وكنت أتساءل لو كان بوسعكِ مساعدتي |
Hala daha bu kasabada her istediğini söyleyebileceğini veya yapabileceğini sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا زلتِ تظنين بأنه بوسعكِ قول أو فعل كل ما تريدين بهذه البلدة , أليس كذلك ؟ |
Onu da içeri davet edebilirdin. | Open Subtitles | أتعلمين، كان بوسعكِ دعوته للحضور. |
Belki birini arkadaşın olması için etkin altına alabilirsin. | Open Subtitles | ربّما بوسعكِ إستحواز أحدهم ذهنياً لكون صديقاً لكِ. |
Bu seni az ya da çok korkutacak ve sen oğlun için yapabileceğin her şeyi yaptığını bileceksin. | Open Subtitles | وإمّا أن يجعلكِ أقل خوفاً أو أكثر وسوف تعرفين حينئذ أنكِ إمّا تكوني .. فعلتِ كلّ ما بوسعكِ لإبنكِ |
Ama belki onunla iletişime geçip sessizce dönmesine ikna edebilirsin. Kimse zarar görmesini istemiyor. | Open Subtitles | لقد تمّ توزيع نشرة بأوصافه، لكن قد يكون بوسعكِ الإتصال به وإقناعه بالعودة بهدوء |
Beni hindiye ve yüzüme yumruk atmaya davet edebilirsin. | Open Subtitles | بوسعكِ دعوتي لتناول الديك الرومي ولكمة في الوجه |
Eğlenceli değil ama yapılması gereken şeyleri iki kişi olunca yapabilirsin. | Open Subtitles | لكن ما بحاجة لإنهائه بوسعكِ فعله، عندما يكون هُناك اثنين منكِ. |
Baksana, tüm tatil alışverişini buradan yapabilirsin. | Open Subtitles | أنظري، بوسعكِ القيام بالتبضع من أجل شراء أغراض جميع العطلات من هنا |
O halde, bunu yapanları bir başkasının çocuğuna zarar vermeden önce yakalayabilmek için elinizden geleni yapacağınıza eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة إذاً أنك ستفعلين ما بوسعكِ لإيجاد من فعل هذا، قبل أن يؤذوا ابن أحدٍ آخر |
Elinden geleni yapmalı ve bir değişiklik yaratmayı ummalısın. | Open Subtitles | ،عليكِ بأن تقومي بما بوسعكِ .آملةً بتشكيل فرق |
Sen Elinden geleni yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ كل ما بوسعكِ . . فقط |
İşlerin kolaylaşmasına biraz yardım edebilir misin sence? | Open Subtitles | إذاً، إنّكِ تظنين ربما، كما تعلمين، بوسعكِ أن تساعدي في الإصغاء قليلاً؟ |
Sadece çocuğuna bakıyor sanmıştın, değil mi? O yüzden yapabileceğini yaptın. | Open Subtitles | ظننتِ أنّه يعتني بإبنه، لذا فعلتِ ما بوسعكِ. |
Eski numaranı kullanmaya devam edebilirdin. | Open Subtitles | بوسعكِ البقاء على الرقم القديم. |
Derin bir nefes alırsan, hanımeli kokusunu alabilirsin. | Open Subtitles | إذا أخذتِ نفساً عميق، سيكون بوسعكِ شم رائحة زهرة العسل. |
Şimdi büyüyü yapacaksın, sen nefes al tamam mı? yapabileceğin şeylere odaklan. Yapamayacağın şeylerden korkma. | Open Subtitles | ها أنتِ تفعلينها الآن، تنفّسي فحسب ركّزي على ما بوسعكِ فعله، ولا تخشيه |