Buradaki çalışanlar, anınızı yeniden yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. | Open Subtitles | الموظفون هنا سيبذلون ما بوسعهم لإعادة خلق الذكرى التي اخترتها |
Cerraha göre, kurtarmak için ellerinden geleni yapmışlar ama mermi hayati organları dağıtmış. | Open Subtitles | لقد فعلوا كل ما بوسعهم لأنقاذه, لكن الرصاصة حولت أعضاء الداخلية الي حساء, |
Bizi sınamak için her şeyi yapacaklar, ama Onlar sadece kendi utançlarını sınayacaklar. | Open Subtitles | و سوف يفعلون ما بوسعهم لكي يختبرون قوتنا و لكنهم سيختبرون إحراجهم فقط |
Acaba bir de traktör ilave edebilirler mi diye sordum, ama nafile. | Open Subtitles | وسألتهم ما إذا كان بوسعهم أن يضيفوا بغلاً لكن دون حظ |
Sana yardım edebilecek birkaç kişi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف بعض الرجال الذين بوسعهم مساعدتك. |
Katiller, akıllılar ve olmalarını istediğin her şey olabilirler. | Open Subtitles | إنهم قتلة، أذكياء بوسعهم أن يكونوا كما ترغبين به |
Tom, şu an internetteyim ve yetkililer onu çalıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. | Open Subtitles | طوم ، أنا داخل الإنترنت مسئولي الحكومة يقدمون ما بوسعهم لتشغيله مرة أخرى |
Dedi ki; genellikle insanlar ellerinden gelenin en iyisini yaparlarmış. | Open Subtitles | قال في معظم الأحيان، إنّ الناس يفعلون أفضل ما بوسعهم. |
Komşunuzun bundan hoşlanmayabiliceği konusunda da uyarırlar, ama kanunen, yapabilecekleri neredeyse hiçbir şey yok. | TED | الآن، سيحذرونك بأن جيرانك قد لا يحبذون هذا الأمر، ولكن، من ناحية قانونية، ليس بوسعهم فعل شيء حيال هذا الأمر. |
O parayı alabileceklerini ve istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | يظنون أنه بوسعهم أخذ المال والقيام بأي شيء يرغبون به |
Eminim ellerinden geleni yapmışlardır. | Open Subtitles | كلا , لم يخذلوك انا متأكد أنهم بذلوا كل ما بوسعهم |
Beni şikayet ettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | دائماً يفعلون ما بوسعهم ليجعلونني أشتكي. |
Çerrahlarımız ellerinden geleni yaptı ama yüzündeki gülümsemeyi gidermek iki saatlerini aldı. | Open Subtitles | جراحونا فعلوا ما بوسعهم لكنهم استغرقوا ساعتين فقط لمسح البسمة من علي وجهه |
Neyse ki hâlâ hayatta ve onu öyle tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | و لحسن الحظ انها مازالت على قيد الحياه و هم يبذلون ما بوسعهم لابقائها كذلك |
Ve doktorlar hayatını kurtarmak için ellerinden geleni yaptılar. | Open Subtitles | و الاطباء يحاولون انقاذ حياتها لقد فعلوا ما بوسعهم |
Onlar sadece hayatta kalabilmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يفعلون ويقولون كل ما بوسعهم ليظلوا على قيد الحياة |
Bugün Auguste gibi 40 milyon hasta var kendileri için gereken değişimi Onlar başlatamıyor. | TED | واليوم هناك 400 مليون مصاب كأوجستا، وليس بوسعهم صنع أي تغيير هم بحاجته. |
Biz bütün torbacılarla konuştuk Onlar bu konu hakkında ne yapabilir ki ? | Open Subtitles | تحدثنا مع أولئك التابعين الصغار ماذا بوسعهم أن يفعلوا |
Eğer hayatta kalırsam insanların hadımlara boyun eğmesi için beni kullanarak Wudang'ı ve dünyayı tehdit edebilirler. | Open Subtitles | اذا بقيت على قيد الحياة بوسعهم استخدامي لتهديد ودانغ والعالم اجبارهم على الانصياع |
...bizimkiler de Atlas'ı buradan, mobil komuta ünitesinden takip edebilirler. | Open Subtitles | فإنّ رجالنا بوسعهم تعقّب (أطلاس) من وحدة القيادة المتنقّلة هنا |
Yardım edebilecek birkaç cadı tanıyorum. | Open Subtitles | ربّما أعرف بضعة سحرة بوسعهم المساعدة. |
- Evet. Bizimle gelecekten konuşuyor olabilirler mi? - Belki. | Open Subtitles | ـ هل بوسعهم أن يتكلموا معنا من المستقبل؟ |
Hastanede ellerinden gelen her şeyi yaptılar. | Open Subtitles | فعلوا ما بوسعهم في هذهِ المستشفى من أجله |
Takada'nın koruma ordusu ve Polis, Takada'yı bulmak için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. | Open Subtitles | فريق الحراس الشخصيين لـ تاكادا والشرطة يفعلون ما بوسعهم لإيجاد أين هي |
Romatizma olduğunu söylediler, ve bunun için yapabilecekleri hiçbir şey yokmuş, çünkü tamamen psikosomatikmiş. | Open Subtitles | أخبروني بأنه الروماتيزم و بأنه ليس بوسعهم فعل شيء حياله لأن السبب كله كان نفسيا |
İnsanlara hastalıklarının ne olduğunu, neden olduğunu göstermeli, günlük olarak hastalıklarını olumlu yönde etkileyecek, belki de yoluna koyacak, hatta bazen tamamen tersine döndürecek neler yapabileceklerini öğretmeliyiz. | Open Subtitles | تعليم الناس، إطلاعهم على سبب أمراضهم، ولِم هي موجودة، وتعليمهم الأشياء التي بوسعهم فعلها لأمدٍ طويل |