Daha önce aldığın bir Papaz evi kağıdının üzerine, değişik bir el yazısı ve değişik bir mürekkeple bir şeyler yazdın. | Open Subtitles | خطوط يد مختلفة وأحبار مختلفة على ورق ملاحظات بيت الكاهن والذي كنت قد أخذته بوقت سابق |
Daha önce bizim topraklarımız üzerinde uzay aracı tespit edildi. | Open Subtitles | كما ترى, مركبة فضائية إكتشفت في مجالنا بوقت سابق |
Yoksa morluk Daha önce gelişirdi. | Open Subtitles | ومن الناحية الاخرى تلك الكدمة لابد وأنها تمت بوقت سابق. |
İnşallah, Daha önce senden şüphe etmemizi telafi eder. | Open Subtitles | أتمنى أن يعوضك هذا عن شكنّا بكَ بوقت سابق |
Daha önce yapmalıydım. Hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أستطيع، كان يجب علي فعلها بوقت سابق |
Daha önce gitmiştim, daha değişmemişken. günüm geldiğinde. | Open Subtitles | ذهب بوقت سابق عندما كانت مجرد ضوء |
Bunu Daha önce yapmalıydık. | Open Subtitles | كنت اريد فعل ذلك بوقت سابق |
Daha önce kardeşin beni görmeye geldi. | Open Subtitles | أتى شقيقك لرؤيتي بوقت سابق |
Daha önce gelmediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنّي لم أجئ بوقت سابق. إنّما... |
Daha önce konuştuğumuz konu. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | -بشأن ما تحدّثنا عنه بوقت سابق . |
Onu Daha önce görmüştüm. | Open Subtitles | -رأيته بوقت سابق |
Onu Daha önce görmüştüm. | Open Subtitles | -رأيته بوقت سابق |
Bunu Daha önce Jean-Marc ile konuştum. | Open Subtitles | أخبرت (جين مارك) ذلك بوقت سابق. |
- Daha önce kabul etmiştin. | Open Subtitles | -اعترفت بوقت سابق |