Fransa Kralı, siz Majesteleri'ne, oğlunuzun doğumunu tebrik eden bir mektup yazdı. | Open Subtitles | أرسل ملك فرنسا مكتوبا لجلالتكم ليهنأك بولادة ابنك |
Ve sonunda ben de gurur duyduğum bir şeylerin doğumunu görebileceğim. | Open Subtitles | وأنا أخيراً سأكون فخوراً بولادة شي افتخر به |
Taraf bir kişi ya da bir grup kişi ya da bir kişiyi veya birinin doğumunu evliliğini kutlayan bir etkinlik olabilirken... | Open Subtitles | الطرف هو شخص أو مجموعة من الأشخاص أو حدث يحتفل بولادة شخص أو وفاته |
Kuzenimin bu sabah bir bebeği oldu ve doğumu kutluyoruz. | Open Subtitles | ابنة عمّي أنجبت هذا الصّباح ونحن نحتفل بولادة الطفل |
Ayrıca başka bir doğumu kutlamak için bir aradayız. | Open Subtitles | لكن أيضاً للاحتفال بولادة أخرى |
doğal bir doğum için, iki ön ayak birlikte çıkmalı. | Open Subtitles | يجب أن يخرج الحافران الأماميان معا لكي يخرجا بولادة طبيعية |
Cesedini bulduk ve çocuğu doğurduğunu gördük. | Open Subtitles | وجدنا جثتها ولدينا تأكيد انها قامت بولادة جنينها |
Hristiyanların mesihleri İsa'nın doğumunu kutlamaları... | Open Subtitles | المسيحيون يحتفلون بولادة العذراء الإعجازية "للمسيح عيسى... ومنه أتت كلمة "الكريسماس |
Çocuğunun doğumunu. | Open Subtitles | بولادة طفله. |
Evde su doğumu yapacağım. | Open Subtitles | انا سوف احظى بولادة مائية في البيت |
Ölü bir çocuğun doğumu. | Open Subtitles | بولادة طفل ميت... |
Her bir doğum birkaç saniye sonra diğer bir doğuma sebep oluyor | Open Subtitles | كل ولادة تُتبع بولادة أُخرى فورًا بعد الثانية التي تليها |
Bir ayağımız çukurda, zor bir doğum doğrusu. | Open Subtitles | الى جانب القبر, و بولادة متعسرة |
Ama onun cesedi halihazırda normal bir bebek doğurduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ولكن جسدها يظهر أنها قامت بولادة رضيع ناضج |