Kargalar ölümü hisseder, evin etrafında uçmaları kötüye yorulur. | Open Subtitles | غربان يُمْكِنُ أَنْ تَشتمَّ موتَ، هو نوعُ طالع سيئ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ هم طَيَرَاْن حول بيتِكَ. |
Onunla yatman burasını senin evin yapmaz. | Open Subtitles | حَسناً، يَشْدُّها لا تَجْعلُ هذا بيتِكَ. |
Merhaba, adım Emma ve 23 yaşındayım ve gelip evinizde kalmak istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أَنا إيما وأَنا بعمر 23 سنةً , ك و، أُريدُ مَجيء بشكل مباشر في بيتِكَ. |
Bayan Marsh, evinizde inceleme yapmak için izniniz gerekiyor. | Open Subtitles | لمُعَالَجَة بيتِكَ. بالطبع. |
eviniz için de endişelenmeyin. | Open Subtitles | ولاتقلق حول بيتِكَ. هو في الأيدي الأمينة. |
Oğlunuzu kontrol etmek için evinize bir polis yolladık. | Open Subtitles | نحن سَنُرسلُ شرطي إلى بيتِكَ للإطمئنان على إبنِكَ. |
Dün evinizdeydim, | Open Subtitles | أنا كُنْتُ في بيتِكَ أمس، |
Bayan Medina, bu emirle evinizi arayıp, sizin ve oğlunuzun DNA örneklerini alma hakkımız olduğunu anlıyor musunuz? | Open Subtitles | السّيدة المدينه، بهذا التفويضِ تَفْهمُ بأنّنا نَمتلكُ الحقّ لتَفتيش بيتِكَ... ويَختبرُك وإبنكَ DNA؟ نعم. |
Evlat, burası senin evin sayılır. | Open Subtitles | بنى يَعتبرُ هذا بيتِكَ. |
Yeni anneyseniz Amerika'da devletten hiç kimse böyle evinize gelip sizin için çamaşırınızı yıkamaz. | Open Subtitles | لا أحد مِنْ الحكومةِ يَجيءُ إلى بيتِكَ في أمريكا ويَعمَلُ مكوكَ لَك، إذا أنت أمّ جديدة. |
Bizi bugün evinize davet ettiğiniz için çok teşekkürler Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لدعوتنا إلى بيتِكَ اليوم، سيدتي نائبة الرئيس |
evinize arabayla girdiğimiz zamanı anlatsaydınız komik olurdu. | Open Subtitles | نعم، نعم، أُخبرُك ماذا كَانَ مضحكُ - إذا تَكلّمتَ حول الوقتِ قُدنَا السيارةَ خلال بيتِكَ. |
Az önce evinizdeydim. | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ في بيتِكَ. |