Şimdi de, milli marşı söylemesi için country müzik yıldızı Brad Paisley. | Open Subtitles | والآن النشيد الوطني مع نجم الموسيقى الريفية براد بيزلي |
Chumhum'u, Paisley'i alırız, daha sonra onunla ne yapacağımıza karar veririz. | Open Subtitles | سوف نستحوذ على تشام هام وعلى بيزلي ثم سوف نقرر ما سنفعل بها |
Paisley davasında ikinci adamdım, bu çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | كنتُ المحامي المساعد في قضية بيزلي وقد أحببت الأمر |
Adamın uçan yatak odasının dışında Beasley'den farkı yok. | Open Subtitles | اخرجي من هذه الجولة المبهجة ، انه مجرد بيزلي آخر بحجرة نوم طائرة |
Ben ayrıca yalancıyım. Beasley'den nefret ederim. Tuzaktı. | Open Subtitles | ايضاَ كذبت ، لا اطيق بيزلي ، كانت رحلة لأجعلك تلاحقني |
Yeni Bayan Beesly bunu uydurabilir. | Open Subtitles | " التي أختلقتيها النسخة الراقية من " بيزلي |
Merhaba, Bayan Besley. Neler oluyor, Bayan Böcük? | Open Subtitles | مرحباً سيدة (بيزلي) كيف الحال أيتها الخنفساء؟ |
Bu insanların hiçbiri, ne Paisley'i görmüş ne de onun nerede yaşadığını biliyor. | Open Subtitles | (لا أحد من هؤلاء قد رأى (بيزلي أو له أي فكرة أين هي |
James Paisley ve eşiyle bir müvekkil yemeğim var. | Open Subtitles | لدي عشاء عمل مع جيم بيزلي وزوجته |
Bir de yeni bir Quearterway pantolon. Bir Paisley kravat, Windsdo düğümlü. | Open Subtitles | وبنطالاًجديداً من ماركة "كوارتر واي"، وربطة عنق "بيزلي" ذات عقدة "وندسور". |
Kurbanın, Paisley Johnston olduğunu doğrulayabildiniz mi? | Open Subtitles | هل تأكدت من أن الضحية هب (بيزلي جونستن)؟ ليس بعد |
Eğer birisi Paisley Johnston'u öldürmek istediyse kesinlikle kredi kartı şirketi değildir. | Open Subtitles | إن كان هناك من يريد (بيزلي جونستن) ميتة فبالتأكيد لك تكن شركة بطاقات الإئتمان |
Tam da bu yüzden Nicole, Paisley'in tek ve en iyi arkadaşı Paisley ile olan arkadaşlığını bitirmiş. | Open Subtitles | و هنا (نيكول)، الصديقة الوحيدة لـ(بيزلي) (قطعت علاقتها بلامصادقة (بيزلي |
Paisley, doğum günüm için bana bir çanta aldı. | Open Subtitles | حسناً، (بيزلي) إشترت لي حقيبة يد لعيد ميلادي |
Bastrop'taki Beasley'nin yerine gittim ama atlar pek iyi değildi. | Open Subtitles | ذهبت بركوب الخيل الى مكان بيزلي في باستروب لكن أحصنتهم ليست جيدة |
Baltayla. - Ama Beasley'le dışarı çıkmak! | Open Subtitles | - ولكني سامضي مع بيزلي خلال نهاية الاسبوع |
Beasley öylesine aşağılıktır ki, onu gömerken yukarı doğru kazacaklar. | Open Subtitles | انه دنيء للغاية ، عندما سيدفنوه سيحفرون لأعلى - سيد بيزلي ارجوك |
Bana kalırsa siz gerçekten faka basmışsınız Bayan Beesly. | Open Subtitles | مذهل, من الواضح أنكِ مصرة " على التغير كلياً, " بيزلي |
Ne zaman şu ünlü Beesly dans figürlerini göreceğiz? | Open Subtitles | متى سنتمكن من رؤية بعضاً من تلك التحركات الشهيرة رقص " بيزلي " ؟ |
Olduğu zaman da, senin aklını alacak, Beesly. | Open Subtitles | " وعندما يحدث ذلك سيركل إسم عائلة " آل بيزلي |
Evet, Bayan Besley, burayı böceksiz bir şekilde tuttuğunuzun farkındayım. | Open Subtitles | أجل يا سيدة (بيزلي)، أنا أعرف أنت حقاً تحافظين على نظافة هذا البناء |
Pam Beesley, Bayanlar baylar. | Open Subtitles | بام بيزلي) أيها السادة) |
Sevindim. Sen de müstakbel Deborah Read olacaksın herhalde? | Open Subtitles | أنا مسرور , هل هناك أي إمكانية حقيقية " بيزلي " ؟ |
Yelek yok, papyon yok, desenli eflatun filan da yok. | Open Subtitles | لا سترات , لا اربطة عنق ولا بيزلي ولا أي شئ |