| Sonra da otelin önündeki çimenlikteki büyük, beyaz çadırda resepsiyon verilecek. | Open Subtitles | ثم سنقيم الاستقبال في خيمة بيضاء كبيرة في الحديقة الامامية للفندق |
| Büyük beyaz sopalı bir kızı takip ediyor olmam normal davranışlarım içine girmiyor. | Open Subtitles | تصرفي الطبيعي لا يتضمن ملاحقة فتاة مع عصا بيضاء كبيرة. |
| Yemin ederim, siz çığlık atmadan birkaç dakika önce ormanlık alanda Büyük beyaz bir kadın ve genç bir adam gördüm. | Open Subtitles | اقسم انني رأيت امرأة بيضاء كبيرة ورجل يافع في الفناء بجانب الغابة قبل بضع دقائق من صراخك |
| Dün akşam büyük, beyaz bir tırtıl gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت يرقة بيضاء كبيرة مساء أمس |
| Tam burda sizin için iki Büyük beyaz bisküvit var. | Open Subtitles | لدي بسكويتتان بيضاء كبيرة الان لكم. |
| Evet, bir kurt Büyük beyaz bir kurttu. | Open Subtitles | نعم ,الدوده دودة بيضاء كبيرة. |
| Büyük beyaz lokma. | Open Subtitles | لدو بيضاء كبيرة |
| - Büyük beyaz köpekbalığı. | Open Subtitles | -سمكة قرش بيضاء كبيرة |
| - Büyük beyaz inek demek. | Open Subtitles | -يعني "بقرة بيضاء كبيرة " |
| Komik kırmızı bir şapka takıyormuş, beyaz bir sakalı varmış. | Open Subtitles | قبعة حمراء مخملية لحية بيضاء كبيرة - معذرةً للسخريات الدينية - |