Hazır buradayken Bay Crump'ın karısına bir bakabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بينما نحن هنا أنا قد آخذ أنظر إلى زوجة السّيد كرومب. |
Bununla birlikte, Hazır buradayken bir Romalı miğferi araklayabilirim. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن أسرق خوذةً رومانيةً بينما نحن هنا. |
Dinle, Hazır buradayken profesyönel fikrini almak isterim. | Open Subtitles | إسمع، بينما نحن هنا أحبّ أن أحصل على رأي محترف |
Belki Hazır gelmişken bize küçük bir gösteri yapabilirsin. | Open Subtitles | ربما ستتفضلين علينا بدليل عملي بينما نحن هنا |
Hazır gelmişken Glory'nin kurbanlarına bakalım demiştim. | Open Subtitles | كنت أفكر بأنه ينبغي علينا أن نفحص ضحايا جلوري بينما نحن هنا |
biz burada bir çift ayakkabı daha eskitirken o merkezde serin serin oturuyor. | Open Subtitles | يجلس مرتاحا فى مركز الشرطه بينما نحن هنا نقضى على احذيتنا فى البحث |
Şimdi bile bu özel birkaç kişi biz buradayken yeraltında saklanıyorlar... | Open Subtitles | والآن هرلاء الجبناء ذهبوا تحت الأرض بينما نحن هنا - ما هذا الشريط ؟ - |
Ama hala buradayken en dolusunu yaşayalım! | Open Subtitles | ولكن بينما نحن هنا, سنعيش للنهاية |
Hazır buradayken birkaç birkaç kısa konuşma daha yapalım. | Open Subtitles | دعنا نَضْربُ بضعة أكثر مِنْ هذه التعليقات القصيرةِ بينما نحن هنا. |
Belki de Hazır buradayken seni kısırlaştırmalıyım. | Open Subtitles | ربما بينما نحن هنا, أجد احداً لارضاعك. |
Hazır buradayken, sana şu yapıştırıcıyı bir koklatayım da bak bakalım bozulmuş mu. | Open Subtitles | بينما نحن هنا ، أنا gonna لها أن تأخذ نفحة سريعة من هذه النمذجة الغراء معرفة ما إذا كان قد ذهب سيئة |
Hazır buradayken yeni bir telefon mu alacaksın? Ancak önce hangisini önümdeki altı yıl boyunca otuz saniyede bir cebimden daha kolay çıkarıp duracağıma karar vermeliyim. | Open Subtitles | هل ستشتري هاتفا جديدا بينما نحن هنا ؟ |
Hazır buradayken, tatil önerisinde bulunmaz mıydın, Spartacus? | Open Subtitles | بينما نحن هنا هل يمكنك أن تقترح علينا عطلة (سبارتاكوس) ؟ |
Hazır gelmişken Blake sergisine baksak mı? | Open Subtitles | يجب ان افحص عرض بلاك بينما نحن هنا |
Hazır gelmişken Blake sergisine baksak mı? | Open Subtitles | يجب ان افحص عرض بلاك بينما نحن هنا |
Hazır gelmişken şu yeni hayali erkek arkadaşın için bir şeyler almalıyız bence. | Open Subtitles | * تحت القلادة ، يا حبيبي * * هيا * تعلمين ، بينما نحن هنا ، يجب حقاً أن نأخذ شيئاً لصديقكِ الوهمي الجديد |
Hazır gelmişken annesine de küfretseydik keşke. | Open Subtitles | يجب علينا إهانة والدته بينما نحن هنا |
Ama biz burada boş boş takılırken kurt adam insan etrafta dolaşıp, herhalde bizimle alay ediyor. | Open Subtitles | لكن بينما نحن هنا لا نفعل شيئ هناك المستذئب الإنساني يسخر مننا |
Yani tahtında oturan babalık bütün oyunu belirliyor peki biz burada neyiz? | Open Subtitles | إذن فالأمر برمته مرهون بإرادته على عرشه بينما نحن هنا بالأسفل من أجل ماذا؟ |
biz buradayken mahallemiz burası. | Open Subtitles | لذلك، وهذا هو حينا بينما نحن هنا. |
Bu cenazenin bize öğrettiği hala buradayken hayatımızı yaşamamız. | Open Subtitles | لو هذا يعلمنا شيء لكان ( يجب علينا أن نعيش الحياة بينما نحن هنا ) .ـ |