"بينها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• arasında
• aralarında
• dahil
• arasındaki
• ortak
• birbirleriyle
• arasına
• noktası
• Bunların
• birbirine
• birbiriyle
• aralarındaki

Ama dışarıya kâğıt ve öteberi atmıştım, onların arasında olabilir.
كان هناك بعض الورق وأشياء أخرى رميتها ربما كانت بينها

Yani onunla, Bayan Kettering arasında bir bağ yok, değil mi?
اعنى, لايوجد رابط بينها و بين السيدة كيترينج اليس كذلك ؟

Ve aralarında basit bir meydan okumanın parlaklığı var
وهناك صدا النحاس الذي يعتبر تحدي بسيطة فيما بينها.

Bu bağımsız topluluklar arasında teolojiler ve eylemler çok fazla çeşitlilik gösterirken aralarında ortak, tutarlı bağlantılar olduğunu da görebiliyoruz.
بينما تختلف تلك اللاهوتية والممارسات كثيراً بين تلك المجتمعات المستقلة، يمكننا أن نرى المواضيع المشتركة بينها

Felsefi kahvaltı kulübünün üyeleri, Britanya Derneği de dahil olmak üzere, birkaç yeni bilimsel dernek oluşturulmasına yardımcı oldu.
وقد ساعد أعضاء نادي الإفطار الفلسفي في إنشاء عدد من المجتمعات العلمية الجديد، من بينها الجمعية البريطانية.

Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu:
الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك

Buradaki noktayla ve buradaki nokta arasında beyaz lekeler olduğu görüIür.
نرى بقعاً هنا وأخرى هناك مع مساحات بيضاء في ما بينها

Onunla kızın arasında duygusal, aptalca bir özdeşleştirme saçmalığı filan olmuştur.
ربما قد كان الأمر لك كعاطفة مشتركة بينها و بين أبنتك

Yani gelir düzeyi, toplumlarımızın içinde çok önemli bir şeyi ifade ederken toplumlar arasında hiçbir şey ifade etmiyor.
لذا فالدخل يعنى شيئاً هاماً جداً فى مجتمعاتنا ، ولكن لا يعني شيئاً ولا يؤثر فيما بينها.

Herkes bu üç hayvanın arasında bir ilişki olduğunu bilir.
والجميع يعلم ان تلك الحيوانات الثلاثة بينها قرابة

Her kare aynı örüntüyü izliyor, boyanmış kareler köşelerde ve aralarında değişmemiş pikseller.
يتبع كل مربع النمط نفسه... البيكسلات الملونة على الحواف، ووحدات البيكسل المرحّلة بينها.

Odanın arkasında, aralarında enerji tutabilen görünmez kulelerden oluşan bir havza var.
في الجزء الخلفي للغرفة هنالك حوض مصنوع من أبراج مخفية يمكنها أن تحوي طاقةً بينها.

aralarında ayırt etmek istediğiniz bir çok şey vardır.
هنالك كم هائل من الامور التي علينا التمييز بينها.

Bu ovada tek bir silah bile olmasaydı çok daha iyi olurduk, seninki dahil.
سنكون أفضل حالا إن إنعدمت المسدسات فى هذا الوادي ومن بينها مسدسك

ATM'ler dahil bütün bozulan bilgisayarların bir ortak noktası var.
كل الأجهزة المصابة بما فيها ماكينات الصرف الأصلية بينها شئ واحد مشترك

O kadın ile on milyon dolar arasındaki tek şey benim.
انا الشىء الوحيد اللذي يقف ما بينها وبين 10 ملاين دولار

Bu ortak nokta şu ki, hepsi para gerektiriyor.
الرابط المشترك بينها هو انها تستهلك الاموال

Eğer bir şekilde bu molekülleri, birbirleriyle konuşmaları ve rekabet için doğru şekli almaları için cesaretlendirebilirsek bölünecek ve rekabet edecek hücreleri oluşturmaya başlayacaklar.
لو أننا استطعنا بطريقة ما تحفيز تلك الجزيئات لتتواصل فيما بينها وتكون الأشكال الصحيحة وتتنافس فيما بينها، فستبدأ بتكوين خلايا تتكاثر وتتنافس فيما بينها.

Tabii öpeceğim eğer onunla, geri tepki erkeğinin arasına sıkışabilirsem.
انا اريد اذا كان بامكانى الدخول بينها وبين فتى الارتدادات

ama hepsinin ortak noktası üretici firmalarıyla veri paylaşıyor olmaları.
لكن الشيء المشترك بينها كان مشاركة البيانات مع الشركات التي صنعتها.

Bunların en yaygın olanı ise bu soldakı gibi görünen bir cihazdır.
والأكثر شيوعا من بينها هو في جهاز يشبه ما ترونه الى اليسار.

Pekala ikili çözümleme sürecimdeki diğer bir adım birbirine benzer bilgi parçalarına bakmak.
المرحلة المقبلة بعملية التحليل الثنائية هي النظر إلى قطع المعلومات المتشابهة فيما بينها.

Ülkeler birbiriyle anlaşamıyor, bu da bu sahayı hukuki açıdan fevkalade ilgi çekici hale getiriyor.
الدول لا تتفق فيما بينها مما يجعل هذا المجال صعب للغاية من حيث الناحية القانونية.

Akşaptaki her bir lifin kendi varolma nedeni ve işlevi vardır. Ve ancak aralarındaki uyum ve işbirliği yoluyla muhteşem yay oluşur.
كل ليف من ألياف الخشب له سبب و وظيفة خاصة به وفقط من خلال التعاون والانسجام فيما بينها ويتشكل القوس العظيم