Çizdiğim Onca şey varken oraya bunu mı asmak istiyorsun? | Open Subtitles | من بين جميع أعمالي، تلك القطعة هي التي تريد تعليقها؟ |
Onca yer arasında, işaret kulesinin orada bulacağını nereden biliyordun? | Open Subtitles | كيف وجدتها عن طريق برج الإشارة من بين جميع الأماكن؟ |
Partide Onca kadın varken biri neden sana tecavüz etsin? | Open Subtitles | بين جميع النساء في الحفلة لماذا قد يغتصبكٍ أحدهم ؟ |
Tüm kardeşlerimiz arasında, onun yerini alacak olan tek kişiydin. | Open Subtitles | من بين جميع أخواتنا، كنت أنت المنشودة المعدة لأخذ مكانها. |
Dünyanın yüz yüze olduğu Onca sorun arasından önce hangisini çözmeye odaklanmalıyız? | TED | من بين جميع المشاكل التي يواجهها العالم، أيّها يجب أن نركّز عليها ونحاول حلّها في البداية؟ |
Ancak büyütülecek Onca şey varken, benim bu cehennem çukuruna dönmem onlardan biri olmayabilir mi? | Open Subtitles | على أية حال، من بين جميع الأشياء التي يمكن أن تثار ضجة حولها هل يمكن ألا تكون عودتي إلى هذا الجحيم واحداً منها من فضلك؟ |
Hayatım, Onca film arasında neden "Yırtık Rahibe" en sevdiğim olsun ki? | Open Subtitles | عزيزي, لمَ ومن بين جميع الأفلام بالعالم، سيكون هذا خياري؟ |
Yani evrendeki Onca adam ve biz bu adama" evet" dedik | Open Subtitles | أعني، من بين جميع رجال العالم، كلتانا قبلت بزواج هذا الرجل! |
Yiyebilecek Onca şey varken sen bir sıçanı yemeyi tercih ettin. | Open Subtitles | من بين جميع الاشياء التي يمكنكأنتحصلعليهاكـآخروجبة, أخترتالفأر. |
Onca kişinin içinden bu bilgiyi yayınlayanın ben olduğunu düşünmene inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ اعتقدتِ أني من بين جميع الناس سأطلق تلك المعلومات إلى العالم |
Dünyada bunca lanet adam varken niye buna aşık oldum ki? | Open Subtitles | من بين جميع الرجال الملعنين في العالم كله ، لماذا كان علي أن أحب هذا الرجل؟ |
Dünyada o kadar hafif ekşili Asya usulü donmuş yoğurt satan yer varken sen kalk Sarah'nınkini bul. | Open Subtitles | من بين جميع محلات المثلّجات الآسيوية بالمدينة, قصدتمّ محلها؟ |
O kadar insan varken, sırrını bana açtın. | Open Subtitles | مِن بين جميع الناس, و قُمت بإختياريّ أنا. |
İşte burada, Mall'daki bütün devlete ait binalar arasında çok görkemli. | TED | وبالتالي ها هي ذي، في غاية الفخامة، بين جميع المباني الفخمة في المول. |
Bu yüzden gelecek ay Fas'ta bu ülkeler arasında bir toplantı olacak. | TED | ولهذا السبب، الشهر المقبل في المغرب، سيعقد لقاء بين جميع الدول. |
Bizim taşınabilirlik görüşümüz, bütün sistemler arasında bağlantılar kurmaya çalışmaktır. | TED | إن فكرتنا من التنقل هي محاولة لوضع روابط بين جميع الأنظمة. |