Dişi kraliçe balığı yan olarak yüzüyor ve yumurtalarını dağıtıyor. | Open Subtitles | أنثى السمكة الملكة تسبح على جانبها بينما هي توزع بيوضها |
Erkek İmparator Penguenlerin yumurtalarını bacaklarının arasına alıp ısıttığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن ذكور البطاريق تبقي بيوضها دافئة بموازنتهم على أقدامهم؟ |
En iyi baba adayı ile yumurtalarını döllerse ve dölleri arasında genetik çeşitlilik yaratırsa, dişinin çıkarları en iyi şekilde sağlanmış olur. | TED | أفضل ما يخدم اهتمامات الأنثى أن تلقح بيوضها بنطاف الأب الأفضل وتخلق تنوعًا جينيًا في نسلها. |
Kulağına ya da burnuna girip kafanın içine yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تطير وتدخل أذنك أو أنفك وتضع بيوضها في رأسك |
Onun için en iyisi, bir dişinin bütün yumurtalarını döllemek için onun spermini kullanmış olması. | TED | بالنسبة له، الأفضل أن تستخدم الأنثى نطافه لتلقح بها كل بيوضها. |
yumurtalarını dağıtmıyor onları bu iğneli küçük nişan şeridi gibi denizde yüzen eşyalara koyuyorlar. | Open Subtitles | إنها لا تنثر بيوضها و لكن بدلاً من ذلك تضعها علي أي أشياء طافية مثل سعفة النخيل هذه. |
Eğer suyun niteliği iyi olursa yumurtalarını daha sonra yavruları için bir tür cankurtaran salı olarak kullanılacak olan şeride iliştirirler. | Open Subtitles | إذا كانت المياه مناسبة، فإنها تقوم بالصاق بيوضها على السعفة التي تصبح كطوق نجاة لذريتها. |
yumurtalarını saklayacağı bu zarif çömleği çamur ile inşa ediyor. | Open Subtitles | باستعمال الطين تنشئ جرة رائعة تضع بدخلها بيوضها |
Kafa derimi oyup, yumurtalarını bırakan, ta beynime gelene kadar her şeyi yiyecek olan... | Open Subtitles | تضع بيوضها تحفر خنادقاً في فروةَ رأسي وتأكل ما في طريقها لتصل إلى دماغي |
Çin kaplumbağaları değerli yumurtalarını kuma bırakmak ve gömmek için geri geldi. | Open Subtitles | تعود السلاحف الصينية إلى الشاطىء لتسترخي وتدفن بيوضها النفيسة في الرمل |
Bebeğimiz için onun yumurtalarını kullanacağımızı düşünmesi bile düpedüz hakarettir. | Open Subtitles | أنـتتعلم، إنـها إهانة تقريباً إنـها تظنّ أننا سنعتبر إستعمال بيوضها لطفلنا |
o pis yumurtalarını çıkarmadan önce onu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعثر عليها قبل أن تضع بيوضها العفنة |
İğrenç yumurtalarını yumurtlamadan önce onu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعثر عليها قبل أن تضع بيوضها العفنة |
Anne sadece yumurtalarını bırakıyor, tüm işi erkek yapıyor. | Open Subtitles | الأم تعطي بيوضها فقط وتدع الذكر يقوم بالعمل كله. |
Kasıtlı bir şekilde kendilerini kıyıya atıyorlar ve sudan çıkar çıkmaz, yumurtalarını bırakıyorlar. | Open Subtitles | يلقون بأنفسهم عمدا إلى الشاطئ، و عندما تكون خارج الماء، تضع بيوضها. |
Kan Vadisi'ni yılanın yumurtalarını bıraktığı yere kadar takip et. | Open Subtitles | اتبع مجرى الدّماء الجاف إلى المكان الذي تضع فيه الأفعى بيوضها. |
Kan Vadisi'ni yılanın yumurtalarını bıraktığı yere kadar takip et. | Open Subtitles | اتبع مجرى الدّماء الجاف إلى المكان الذي تضع فيه الأفعى بيوضها. |
Jay, yarı Pritchett yarı Tucker bir bebeğe sahip olabilmemiz için Claire yumurta donörlüğünde bulunmayı teklif etti. | Open Subtitles | جاي ,كلير عرضت ان تمنحنا احدى بيوضها لكي نحظى بطفل نصفه بريتشيت و نصفه تاكر |
Erkekten daha büyük olan dişi çevredeki tüm yuvaları dolaşıp yumurtalarının en iyi korunacağı yuvayı seçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها أكبر حجما منه وهي تتفقد جميع الأعشاش في الجوار لكي تختار أحدها .حيث تتلقى بيوضها أفضل رعاية |
Bu yüzden dişi kaplumbağaların su üzerinde ilerlemesi daha kolay ve yumurtaların kumdan çıkıp akbabalar tarafından alınması daha zordur. | Open Subtitles | فالظاهر أنه في هذه الأوقات يكون من الأسهل لدي إناث السلاحف أن تجتاز الأمواج المتكسرة وبذلك تكون الفرص أقل لتعرض بيوضها |