Hava Birimi 1, Küresel Yer Bulma Sistemi GPS'le bağlantı kuruyor. | Open Subtitles | الوحدة الجوية الأولى تفصل جي بي إس لتَحديد مكان منطقة الهدف |
Üstlerindeki cihazı, özel bir GPS frekansı yayıyor. Bunlar onlar. | Open Subtitles | نظام التعقّب الذي يرتدونه يُرسل تردد جي بي إس مُعيّن |
Şimdi düşünürseniz, GPS ve radar dan önceki dönemde bu gerçekten zor bir problem. | TED | والآن إن فكرتم بها ففي عصر ما قبل الجي بي إس كانت تلك معضلة كبيرة |
Neler dönüyor merak ediyorum. CBS Haber ekibi de geliyor. Önemli bir şey var herhalde. | Open Subtitles | أتسائل عن الذي يحدث نشرة أخبار السي بي إس يجب أن تكون مهمة. |
Elimizdekinin çok taze bir haber olduğunu ve CBS ve NBC'nin her an gelip bizden bu hikayeyi elimizden alabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت أشعر أن تلك المعلومات شديدة الأهمية . . و خشيت في أي لحظة من أن السي بي إس أو الإن بي سي |
Böylece doktorları internet üzerinden DBS'lerinin ayarlarını yapabiliyor. | Open Subtitles | فيمكـن لأطبــائهم الدخـول للأنترنات ووضع التعديــلات لــ"دي بي إس" عن بــعد. |
Tanrım, yine PBS yardım gecesi zamanı olmalı. | Open Subtitles | أوه يا الهي لا بد أنه حان وقت بي بي إس مجدداً |
Paranın içinde küresel konum belirleme cihazı var mıydı? | Open Subtitles | هل كانت هناك وحدة جي بي إس مرافقة للمال؟ |
Bu, ABD Hükümet'nin yerleştirdiği GPS sistemi, küresel konumlandırma sistemi tarafından güzel bir şekilde çözümlendi. | TED | والحل الدقيق لذلك يقبع في نظام جي بي إس نظام تحديد المواقع العالمي والذي أعدته الحكومة الأمريكية |
Onu izliyorum... Hey! Shaw'un telefonuyla, seni GPS'ten izliyorum. | Open Subtitles | أنا أتعقبك من خلال الجي بي إس الذي في تلفون شاو |
GPS çipi olan yeni bir telefonsa, bulurum. | Open Subtitles | نعم، طالما هو جديد ويحتوي على رقاقة جي بي إس |
GPS nodlu, bir çeşit iz sürme ya da yönlendirme programı. | Open Subtitles | إنهة برنامج تعقب أو تجول مع نظام جي بي إس |
Marshall koordinatları sizin GPS'inize yüklüyor. | Open Subtitles | مارشال ترسل النظراء إلى جي بي إس ك. أنت واضح للذهاب. |
Telefonunda GPS olmaması... çok tuhaf. | Open Subtitles | أَنا مُفاجئُ هي ما عِنْدَها إحدى تلك صفقاتِ جي بي إس على تلفونها الخلوي |
Doğu savaş saatine göre saatlerimiz 9'u gösteriyor ve CBS sabah haber saati. | Open Subtitles | إنها التاسعة بتوقيت الحرب الشرقية، وتوقيت أخبار صباح سي بي إس |
CBS'ten Logan Reynolds'la konuştum ve diziyi iyi tanıtacaklarını söyledi. | Open Subtitles | ولقد تحدثت إلى لوجان رينولدز في قناة سي بي إس وسيتحصّل على ترقية كبيرة |
Her ne olduysa bilmiyorum ama CBS i de kabul etmemiş | Open Subtitles | لقد وصلني اتصال بأنه أتم الاتفاق مع فرع سي بي إس محلي و الشركة غاضبة ماذا حدث بحق الجحيم ؟ |
Fakat, DB9 ve DBS arasında boşluğu doldurabilecek mi? | Open Subtitles | لكن هل حقاً جمعت بين (دي بي 9) و(دي بي إس)؟ |
Virage, DB9 ve DBS tede bulabileceğiniz gibi aynı 6-litre V12 motoru kullanıyor. | Open Subtitles | الفيراج) تستخدم نفس المحرك بـ12 إسطواناً و6 ليترات) (والتي تستخدمه كل من (دي بي 9) و (دي بي إس |
Çoğunuzun bildiği gibi bu akşam üçüncü kez PBS'in yardım gecesinde olacağım. | Open Subtitles | كما تعرفون في هذا المساء و منذ ثلاثة أعوام حتى الان سأكون على محظة بي بي إس في برنامج الأقراص |
O gözlemlenemez. PBS'de bunu kabul eden ilk insan sensin. (PBS: | Open Subtitles | لا يمكن مراقبته ، وأنت أول شخص اعترف بهذا على قناة بي بي إس. |
Evet, küresel konum belirleme sinyâllerinin kasten karıştırılmasına dair testler yürütüyorlar. | Open Subtitles | "أجل معامل "ستيرنويل اختبارات تشويش متعمدة على أجهزة الجي بي إس |