O mücevherler müşterilimize ait. Lütfen, almayın. | Open Subtitles | هذه ممتلكات عملائنا , لا تأخذوها |
Hope benim arkadaşım. Bir koç kaybettim bile. Lütfen onu benden almayın. | Open Subtitles | هوب صديقتي و أنا خسرت مدربة قبل ذلك رجاءً لا تأخذوها مني أيضاً . |
Fakat, size daha fazla anlam ifade edeceğini bildiğimden bunu siz almalısınız. | Open Subtitles | و لكنني أعرف أنها ستعني أكثر بالنسبة لكم و يجب أن تأخذوها |
Hayır, gidemezsiniz. Onu götüremezsiniz! | Open Subtitles | كلا , لا تستطيعون الذهاب, لا تستطيعون أن تأخذوها |
Onu hastaneye götürmeyin, doğrudan şu adrese götürün. | Open Subtitles | لا تأخذوها الى المستشفى أذهبوا بها ألى هذة العنوان |
Onu da alamazsınız! | Open Subtitles | لا يمكنكم أن تأخذوها هي الأخرى! |
Neredeyse her üniversitede organik kimya adında bir ders vardır. Konuya ağır, işkence gibi bir giriş yapılır. Öğrenciler içeriğin yoğunluğundan bunalır. Eğer doktor, diş hekimi ya da veteriner olmak istiyorsanız bu dersi geçmek zorundasınız. | TED | هناك دورة تقدم في كل جامعة تقريبًا، وتسمى الكيمياء العضوية، وهي عبارة عن مقدمة مجهدة ومكثفة للموضوع، وفيض من المحتوى الذي يربك الطلبة، وعليكم أن تأخذوها إذا أردتم أن تصبحوا أطباء أو أطباء أسنان أو أطباء بيطريين. |
O zaman kızı neden hastaneye götürmediniz? | Open Subtitles | لماذا لم تأخذوها للمشفى إذاً؟ |
Bunun eğlenceli olması gerekiyor. Çok ciddiye almayın. | Open Subtitles | {\pos(194,215)} لذا لا تأخذوها بكلّ جدّية |
Bekle, hayır, almayın onu. | Open Subtitles | لحظة , لا تأخذوها |
- O benim bebeğim. almayın onu! | Open Subtitles | -لديها طفلها، لا تأخذوها ! |
Geri istiyorsanız, kalkıp almalısınız. Hem de her biriniz. | Open Subtitles | فإن أردتم أن تستردوها، فينبغي أن تأخذوها بأنفسكم |
Yani demem odur ki... onları almalısınız. | Open Subtitles | لذا أقول لكم... ينبغي أن تأخذوها |
Hayır, onu bir yere götüremezsiniz. | Open Subtitles | لا لن تأخذوها الى اى مكان |
Lütfen. Hayır! Onu götüremezsiniz! | Open Subtitles | لا تأخذوها لا يمكنكم أن تأخذوها! |
- Onu götüremezsiniz! | Open Subtitles | -لا يمكن أن تأخذوها . |
Bu, müşterilerimize ait. Lütfen götürmeyin. | Open Subtitles | هذه ممتلكات عملائنا , لا تأخذوها |
"Dallas'a onu götürmeyin." | Open Subtitles | دعوها تبقى في (روزوود) ، نحن نريدها" "(لا تأخذوها إلى (تكساس |
Hayır! Onu alamazsınız! | Open Subtitles | لا يمكنكم أن تأخذوها! |
- Onu alamazsınız. | Open Subtitles | -لن تأخذوها |
Özgürlüğünüzü istiyorsanız kendiniz almak zorundasınız. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ،إذا أردتموها يجب أن تأخذوها. |
Onu neden doktora götürmediniz? | Open Subtitles | لماذا لم تأخذوها إلى الطبيب ؟ |