ve, çünkü gün içinde elinizden gelenin en iyisini yapmadınız, biri yaralandı. | Open Subtitles | , و، لأنك لم تفعل ما بوسعك فى هذا اليوم، شخص ما تأذى. |
İçerideki adamınız Magruder, yaralandı, onun yerine geçtim. | Open Subtitles | عندما تأذى رجلك في الداخل، ماجرودر أخذت مكانه |
Eğer Yaralanan olursa, tüm Federasyon desteğini... | Open Subtitles | ذاك ليس خيارًا مُسْتَساغًا. إنْ تأذى القوم، كل المساندة التي نحظى بها في الحكومة الفيدرالية... |
Cheongnyangri İstasyonu'ndaki kazada Yaralanan çocukla ilgileniyordum. | Open Subtitles | "كنت أساعد طفل تأذى بمحطو "تشونغ نيانغري |
Patlatıldıklarında her uydu büyük bir elektromanyetik darbe oluşturuyor ama EMP canlılara zarar vermiyor. | Open Subtitles | عند التفجير كل قمر صناعى يطلق موجات اليكتروماجنتك ولكنها لا تأذى الاحياء |
O görev başında yaralanmış bir gardiyan, sense Tanrı'yla konuşan bir mahkûmsun. | Open Subtitles | و هوَ ضابط و قد تأذى أثناء قيامه بالواجب و أنت، سجين معروف عنك أنكَ تتكلّم معَ الرَب |
İHA saldırısında bir Amerikan vatandaşı yaralandı. | Open Subtitles | مواطن أميركي تأذى بواسطة هجوم الطائرات الآلية |
En az 10 metre. Kötü yaralandı. | Open Subtitles | من إرتفاع 30 قَدَم على الأقل , لقد تأذى بشدة |
Lucas adamların tarafından yaralandı ve bunun yüzünden hafızasını kaybetti. | Open Subtitles | لوكاس هو من تأذى من قبِل رجالك وفقد ذاكرته بسبب ذلك |
Araç size çarptığında başka Yaralanan oldu mu? | Open Subtitles | هل تأذى أحد عندما صدمتك السيّارة؟ |
Bu hengamede Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى أحد في هذا الحطام؟ |
Başka Yaralanan var mı? | Open Subtitles | هل تأذى شخص آخر ؟ |
Bazıları zarar gördü Ve ben de diğerleri zarar görmesin diye kalanları bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | , بعضهم تأذى و أنا احاول ايجاد الباقي من أجل ألا يتأذى أحد آخر |
Claudia,seni yargılamak değil niyetim ama sen ve Kevin'ın yaptıkları yüzünden birileri zarar görmüş. | Open Subtitles | كلوديا أنا لست هنا لأحكم عليكِ ولكني أظن أن أحدهم قد تأذى مما فعلتِه أنتِ وكيفين |
Ve bunu yaptığımda onun yanında duruyorsan, sen de zarar göreceksin. | Open Subtitles | وعندما أفعل هذا إذا بقيت تساند هذا الرجل فسوف تأذى انت أيضاّ |
Biri yaralanmış olabilir. Cep telefonumu bulup yardım çağır. | Open Subtitles | ربما أحدهم قد تأذى جدّ هاتفى الخليوى و أحضر المساعدة |
yaralanmış biri için neden bu kadar zahmete giriyorsunuz? | Open Subtitles | أنا الشخص الذي تأذى لماذا تريدُ الإعتناء بي؟ |
yaralı olan benim ama seni beklemem mi gerekiyor? | Open Subtitles | أنا الشخص الذي تأذى. ومن المفترض أن أنتظرك؟ |
Kendimi keşfetme yolumda bir öğretmeni incittim ve bu yazı bir basamak olarak sunulsa bile ona yaptığım şeyi telafi etmenin bir yolu olamaz. | Open Subtitles | معلم واثق تأذى بسبب طريقتي في إكتشاف الذات ومع ذلك, فتلك المقالة قد تعمل خطوة وهو من المستحيل أن يعوض عن مافعلته له |
Tamam, bu kadar. Kimse yaralanmadı. Kimse yaralanmadı. | Open Subtitles | أوكيه، هكذا الأمر، رائع، لا أحدِ تأذى لا أحدِ تأذى |
Nathan incindi ama seni affedecektir. Sadece bu biraz zaman alabilir. | Open Subtitles | لقد تأذى نايثان , وسوف يسامحك, سيستلزم الأمر بعض الوقت. |
Yediği darbeyi görmeliydin. Adamın canı yandı. | Open Subtitles | كان يجب أن تري الخسارة التي لحقت به الرجل تأذى |
Sonrasını biliyorsunuz, silahlar konuşur, insanlar yaralanır... | Open Subtitles | الشيء الذي حدث بعد ذلك إطلاق نار و بعضهم تأذى المال اختفى و بعدها بأسبوعين |
Eğer biri yaralanırsa yardım bulurum. | Open Subtitles | حسناً هذا يعني لو تأذى أحد ما ، أقوم بأحضار المساعدة |
Ve bittiği zaman, bazı çocuklar ölmüş, bazıları yaralanmıştı. | Open Subtitles | تأذى بعض الأولاد و البعض الآخر ماتوا |
Eve döndüğünde arkadaşının yaralandığını söyledi bana. | Open Subtitles | عندما عاد للمنزل أخبرني أن صديقك قد تأذى |