Özgürlüğünüze kavuşmanız için bundan çok daha fazla güvence gerekecek. | Open Subtitles | حريتكِ ستتطلب تأكيدات أعظم من هذه. |
Brigham Young, kıtayı boydan boya kat eden demiryolunun son durağının Utah'ın başşehri olacağına dair güvence almış. | Open Subtitles | "لدى (بريغام) تأكيدات بأن محطة سكة الحديد القارية ستكون بعاصمة (يوتا)" |
Uzlaşma, güvence. | Open Subtitles | تسوية، تأكيدات. |
kasırganın Homstead'e yöneldiğine dair meteoroloji servisinden doğrulanmış bir bilgi almadık. | Open Subtitles | إننا لم نحصل على أيه تأكيدات من مصلحه الطقس العامه بأن الرياح متجهه نحو الهومستيد |
Tekrar ediyorum, Nightingale hakkında... doğrulanmış bir bilgiye henüz sahip değiliz. | Open Subtitles | مرة أخري ، نحن لا نملك أي تأكيدات بخصوص العندليب |
İki demiryolu da güvence verdi. | Open Subtitles | -لديّ تأكيدات من كِلا خطوط سكك الحديد . |