Gördüğüm kadarıyla içeride tabut gibi bir şey var. | Open Subtitles | يبدو أن ثمّة تابوتًا بالداخل أو ما شابه. |
Sonra ne dışarı fırladı dersin, başka bir tabut daha, şu kadarcıktı. | Open Subtitles | وفجأة وجدنا تابوتًا آخر بهذا الحجم. |
Bir hizmet duyurusu tasarladım, bir tabut seçtim. | Open Subtitles | لقد صغت إعلانًا للخدمة اخترت تابوتًا |
Klaus'u tanıyan birisi olarak söylüyorum, karnındaki şeyi doğurur doğurmaz seni içine tıkacağı tabutu çoktan hazırlamaya başlamıştır. | Open Subtitles | حسنٌ، اِعلمي أنّ (كلاوس) يحضّر لكِ تابوتًا... سيضعك فيه حالما تلدين أيًّا يكُن ما تكنفه أحشاؤك. |
Bir tabut yapmaya başlamalısın. | Open Subtitles | إنه دور عائلتكم لتصنع تابوتًا |
tabut kapağı kapalı mıydı? | Open Subtitles | كان تابوتًا مغلقًا؟ |