Çünkü birlikte çalışmamız gereken uzun bir zulüm ve eşitsizlik tarihine sahibiz. | TED | لأنه لدينا تاريخ طويل من الاضطهاد والظلم التي نحتاجُ للعمل معًا للقضاء عليهما. |
Kardeşim ve benim uzun bir sevgi geçmişimiz vardı, fakat küçük yanlış anlaşılmalardan daha büyük ihanetlere kadar reddetme ve saldırı geçmişimiz de vardı. | TED | كان لدى أختي وأنا تاريخ طويل من الحب، ولكن لدينا أيضًا تاريخ طويل من الرفض والهجوم، من سوء فهم بسيط إلى خيانات أكبر. |
Boltzmann'ın uzun bir psikolojik problem geçmişi vardı. | Open Subtitles | كان لدى بولتزمان تاريخ طويل من المشكلات النفسية |
Tüm saygımla söylüyorum, İran'la kuşkulu banka işlemleriyle dolu bir geçmişiniz var. | Open Subtitles | مع كل احتراماتي، لديكم تاريخ طويل من المعاملات المشكوكة مع (إيران) |
Kabarık bir geçmişiniz var, Bay Tate. | Open Subtitles | لديك تاريخ طويل من العنف .سيد (تايت) |
Profesör Fischer'in burada Texas'ta verdiği mücadelelerin uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | البروفيسور فيشر لديه تاريخ طويل من الكفاح من أجل ما هو صائب في تكساس |
İşsiz, akıl hastalıklarıyla uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | حسناً إِنَّه عاطل ولديه تاريخ طويل من المعاناة من جراء المرض العقلى |
Güçlü adamları baştan çıkarmakla uzun bir mazisi olan ve yuva yıkan biri olarak beni gösterirsin. | Open Subtitles | تقذفني بالحثالة هادمة المنازل مع تاريخ طويل من إغواء الرجال الأقوياء |
Güneş sistemimizin şiddetle dolu uzun bir hikayesi var. | Open Subtitles | نظامنا الشمسي لديه تاريخ طويل من العنف |
Görünüşe bakılırsa Meredith'in uzun bir geçmişi varmış. Şeylerle... | Open Subtitles | تبين ان ميردث لديها تاريخ طويل من |
Yarım kalan konuşmaların uzun bir tarihi var, yani... | Open Subtitles | ...لدينا تاريخ طويل من المحادثات الغير منتهية |
uzun bir iş birliği geçmişi ve tecrübelerimiz. | Open Subtitles | تاريخ طويل من التعاون و الخبرة |
Durum böyle değil. Mücadele irademiz var ve pek çok ülkede bu mücadele veriliyor ve kazanılıyor da. Benim ülkemde olduğu gibi diğer ülkelerde de, Nijerya gibi başından uzun bir süre diktatörlük geçen yerlerde, mücadele devam ediyor ve uzun bir yolumuz var. | TED | هناك إرادة لمحاربة الفساد ، وفي كثير من البلدان ، أن المعركة الجارية ويجري كسبها. في بلدان أخرى ، مثل بلدي ، حيث كان هناك تاريخ طويل من الدكتاتورية في نيجيريا ، المعركة مستمرة ونحن لدينا طريق طويل لنقطعه. |
Allison'la sağduyu-güven üzerine uzun bir mazimiz var. | Open Subtitles | تاريخ طويل من الثقة مع أليسون . |
Pakistan'ın karşı-terörizm birimiyle uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | يُدعى (فرهاد غازي)، إنه شخص كريه فعلا له تاريخ طويل من العمل القذر لصالح وحدته ضدّ الإرهاب |
Pakistan'ın karşı-terörizm birimiyle uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | يُدعى (فرهاد غازي)، إنه شخص كريه فعلا له تاريخ طويل من العمل القذر لصالح وحدته ضدّ الإرهاب |
Ve Katya Rodchenko'nun uyuşturucu madde istismarı konusunda uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | و(كاتيا رودشينكو) لديها تاريخ طويل من تعاطي المُخدّرات. |