| Bak. şu kaya Uzunboyuna benziyor, tıpkı annemin dediği gibi. | Open Subtitles | أنظروا. تلك الصخرة تبدو مثل الرقبة الطويلة مثلما قالت أمى |
| Evet? Wim, yine o kız geldi. Ama şimdi Jean Harlow'a benziyor. | Open Subtitles | ـ نعم ـ البنت هنا ثانية وهذه المرة تبدو مثل جين هارلو |
| Çıkar artık şu rugby tişörtünü. Koca bir arıya benziyorsun. | Open Subtitles | يكفي هذا من قمصان الريجبي انت تبدو مثل النحلة العملاقة |
| Burda ve burda... bunlar yine diş izleri gibi görünüyor. | Open Subtitles | هنا.. و هنا هذه تبدو مثل علامات أسنان مرة اخرى |
| Sen bütün cadde kalıntıları, bir ev sahibi adam gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو مثل الرجل الذي يملك البيت اللذى يدير الشارع كله. |
| Arka ayağında büyük bir pençe yok. "Velociraptor"lara benzemiyor. | TED | ليس لديه مخلب كبير في قدمه الخلفية. لا تبدو مثل فيليكيرابتور. |
| Elektrik yanıklarına benziyor. Şüpheli bir şok tabancası kullanıyor olabilir. | Open Subtitles | هذه تبدو مثل حروق كهربائية يمكن أن الجاني يستخدم صاعق |
| Bu bir bitkiye benziyor, ama aslında bir hayvan. | TED | هذه تبدو مثل النبتة ولكنه في الحقيقة حيوان بحري |
| Yere iniş yapan geniş bir planöre benziyor. | TED | تبدو مثل الطائرة الشراعية الضخمة التي تهبطُ على الأرض. |
| Arıtma tesisinden çok bir parka benziyor. | TED | تبدو مثل الحديقة أكثر منها محطة معالجة. |
| Bir bebek için küçük bir uyku tulumuna benziyor. | TED | إنها تبدو مثل حقيبة النوم الصغيرة للطفل. |
| Ev partisine gitmiş Batı Teksaslı bir ponpon kıza benziyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدو مثل واحدة من فتيات التشجيع قبل بدء المباراة. |
| Sahiden mi? Her bulduğu fırsatta et yiyen birisine benziyorsun | Open Subtitles | تبدو مثل الرجال الذين اذا اتتهم فرصة ليتناولوا اللحم سيأكلونه |
| Evet? O kız yine geldi. Şimdi de Jean Harlow gibi görünüyor. | Open Subtitles | ـ نعم ـ البنت هنا ثانية وهذه المرة تبدو مثل جين هارلو |
| Çok karışık bir işmiş gibi görünüyor... ve tarihsel bir kanıtta yok | Open Subtitles | تبدو مثل مطاردة أوز بالنسبة لي بدون وجود دليل تاريخي أو ثقافي |
| Pekala, kanaryayı yemiş kedi gibi görünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | حسناً تبدو مثل القطة التي تأكل الكنار أليس كذلك ؟ |
| Konus benimle. Kaslarini sisirmeyi kes Jordan. Embesil gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | توقف عن تحريك عضلاتك جوردان تبدو مثل معتوه |
| Ama işin aslı, arabaya bakarsınız, Volvo'ya benzemiyor, Hummer'a da benzemiyor. | TED | ولكن حقيقة الأمر هو ، أنك تنظر إلى تلك السيارة ، انها لا تبدو مثل الفولفو. وانها لا تبدو مثل الهامر. |
| Sen bu tür işler çevirecek birine benzemiyorsun. | Open Subtitles | لا تبدو مثل هؤلاء الأشخاص الذين يتورطون فى هذة المواقف |
| Tipik bir erkek gibi konuştun. Çok yazık. | Open Subtitles | أنت تبدو مثل أي من الرجال الآخرين يا لها من خيبة آملٍ جميلة |
| D1: İfade afazisi ya da sözcüklerin üretilmesini zorlaştıran Broca afazisi gibi duruyor. | TED | أوَ تعلم، تبدو مثل حبسة في التعبير أو حبسة بروكا، التي تجعل توليد الكلمات صعبًا. |
| Harika. Sen de mi? O kaçık arkadaşın gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | رائع، ليس أنت أيضاً تبدو مثل صديقك المخبول رالف. |
| Bir yere otur. Paltonu çıkar. Eskimo'ya benzemişsin. | Open Subtitles | خذ مقعدا و دعيني أخذ منك هذا المعطف لإنك تبدو مثل الإسكيمو |
| Etrafta birlikte dolaştığımız şeyler gibi gözüküyor. | TED | إنها تبدو مثل هذه الأشياء التي نتجول معها. |
| Çok güzel değildi ama hoş bir kıza benziyordu. | Open Subtitles | هي ما كانت بنت جميلة جداً لكنها تبدو مثل البنت اللطيفة |
| Orkinosun cinsel organı, kadınlarınkine benzer yerliler de onu tatmin için kullanırlar. | Open Subtitles | الأعضاء التناسليه للدولفين تبدو مثل أعضاء المرأه والمواطنون يستعملونه للتخفيف عن أنفسهم |
| Babaloo. - Bana eroin gibi geldi. - Evet. | Open Subtitles | تبدو مثل الهروين بالنسبة لي نعم هل هذا هروين؟ |
| Büyük çocuklardan biri, onun bir fahişeye benzediğini söyledi. | Open Subtitles | أحد الأولاد الكبار قال أنها تبدو مثل العاهرة |