Zar zor Görebiliyor. Tek başına o kadar yolu gidip göle ulaşamaz. | Open Subtitles | إنها بالكاد تبصر ، لا يمكن أن تكون مشيت لوحدها كل هذه المسافة إلى البحيرة |
Kırmızı ışık saçan organını gece görüş dürbünü kullanan bir nişancı gibi kırmızı ışığa kör olan canlılara gizlice yanaşmak için kullanıyor, görülmeden onları Görebiliyor. | TED | لذا تستعمل الضوء الحيوي الاحمر مثل جهاز رؤيا القناص لتتمكن من التسلل علي الحيوانات التي لا تبصر الضوء الاحمر ويمكنها رؤيتها دون ان يروها. |
Görebiliyor. | Open Subtitles | إنها تبصر |
- Görebiliyor. | Open Subtitles | - إنها تبصر - |
Sırrını saklamamı dönüştüğün bu şey olmana yardım etmemi istiyorsun ama benim ne hale geldiğimi görmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أحفظ سرّك وأن أساعدك لتظلّ كما غدوتَ لكنّك تأبى أن تبصر ما غدوته أنا |
Sırrını saklamamı dönüştüğün bu şey olmana yardım etmemi istiyorsun ama benim ne hale geldiğimi görmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أحفظ سرّك وأن أساعدك لتظلّ كما غدوتَ. لكنّك تأبى أن تبصر ما غدوته أنا. |