Lütfen kapıyı açın. Her kimseniz ABD Başkanı'na komplo kuruyorsunuz. | Open Subtitles | أرجوك افتح الباب ، انك تتآمر على الولايات المتحدة ورئيسها |
Beni sevmediğini ve krala komplo kurduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انك غير معجب بي وأنك تتآمر على الملك. |
Umursamıyorum ancak bilgi sahibi insanların karşıt görüşlülerle işbirliği yapmasından da hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اهتم ، وايضاً انا لا أُحبذ مصادر ذات معرفة بشؤوني الداخلية تتآمر مع اعدائي |
- O bir günahkar. Bizi Köken yolundan saptırmak isteyenlerle işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | إنها تتآمر مع مَن سيضلوننا عن درب "الأصول" |
Herhangi bir plan yapmazlar ve organize falan da değiller! | Open Subtitles | إنّها لا تتآمر, وَ لا تُخطّط، وَ ليست منظمّة |
Britanya, Çin Federasyonu'nun derin güçleriyle gizlice anlaştı ve burada ölümsüz asker deneyleri için araştırmalar yapıyor. | Open Subtitles | بريطانيا تتآمر مع خائن من الإتحاد الصيني ويجرون بحوث وتجارب على جنود خالدون |
Bir devrim planlıyor. Onu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | انها تتآمر وتحشد للثورة علينا أن نمنعها |
Bir bakmışsınız, polisler beceriksiz ahmaklar diyorlar bir bakmışsınız, becerikli komplocu oluyorlar. | Open Subtitles | في مرةٍ قالوا بأن الشرطة أغبياء مرتبكين، وباللحظة الأخرى قالوا بأن الشرطة تتآمر بكلّ مكر. |
Benden hoşlanmadığını ve Krala komplo kurduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تحبني و أنك تتآمر ضد الملك |
Fakat gel gelelim ki, yeni bir dönemin başlamasının tam da eşiğindeyken sadece evimizi değil aynı zamanda çocuğuna da yarar sağlayacakken sen de tutup arkamdan kurtlarla komplo kuruyorsun. | Open Subtitles | برغم أنّنا الآن على شفى عصر جديد. وهو ما لن يفيد موطنك فقط، بل وسيفيد ابنتك. وإذا بك تتآمر مع المذؤوبين من ورائي. |
Bu garip çünkü buraya kabul edilirken hemşireye polisin size komplo kurduğunu söylemişsiniz. | Open Subtitles | هذا غريب، لأنه عندما تم ادخالك... أخبرتِ كبيرة الممرضات... أن الشرطة تتآمر... |
Vatanımızı işgal etmeleri için Japonlarla işbirliği yapıyorsunuz. | Open Subtitles | تتآمر مع اليابانيين لغزو بلادك |
Herşeyi Elise yapıyor, Colin ile işbirliği yapan o. | Open Subtitles | هي التي تتآمر مع كولن. |
Bu sürüden süs köpeğin Aya Marcel Gerard ile işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | فإذا بساعيتك (آية) تتآمر مع (مارسيل جيرارد). |
Çocuğunu kaçırmak üzere Bayan Williams'la plan kurmadınız mı yani? Ne? | Open Subtitles | أنت لم تتآمر مع السيدة " ويليامز " على خطف إبن زوجها هل هذا ما تقوله لي ؟ |
Hükümetimiz size karşı plan yapıyor. | Open Subtitles | سوف يثبت كل شيئ أن حكومتكم تتآمر ضدكم |
Kutsal Roma'ya karşı gizlice anlaşmanız için sizi yalnız bırakamam. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني أن أتركك تتآمر ضد مصلحة الكنيسة الرومانية المقدسة |
Sen ise benimle gizlice sevişmek istiyorsun. | Open Subtitles | لكن ما تريده هو ان تتآمر علي |
Vala şurada Gary Willesco ile ölümümü planlıyor. | Open Subtitles | إنها هناك تتآمر على موتى مع (جارى والسكو) |
Bir bakmışsınız, polisler beceriksiz ahmaklar diyorlar bir bakmışsınız, becerikli komplocu oluyorlar. | Open Subtitles | في مرةٍ قالوا بأن الشرطة أغبياء مرتبكين، وباللحظة الأخرى قالوا بأن الشرطة تتآمر بكلّ مكر. |