Sanırım, o kadar bencilce davrandım ki, senin hâlâ acı çekiyor olduğun aklıma bile gelmedi. | Open Subtitles | أعتقد بأنني كنت أنانية، لم أتوقف أبداً عن التفكير بأنك لازلت تتألم |
Sen beni daha çok sevdiğin için daha fazla acı çekmen gerek. | Open Subtitles | ،بما أنك تُـحبّني أكثر مما أحبك من العدل أن تتألم أكثر |
Evet Başkanım, çok acı çektin. | Open Subtitles | حسناً، سيّدي الرئيس من الواضح أنك كنت تتألم كثيراً |
Şimdilik biraz acıyor, hepsi bu ama tuzlu su iyi gelecektir, beni hatırlasana. | Open Subtitles | أنت لست بحاله سيئه مجرد تتألم الآن سوف تساعد المياه المالحه فى تحسنها |
Anestezinin etkisi geçtiğinde biraz Ağrın olabilirmiş. Ama kısa sürede iyileşeceğini söylediler. | Open Subtitles | يقولون انه قد تتألم قليلا عندما يزول اثر التخدير و لكنك ستكون بخير بعدها |
Hey adamım, biliyorum Canın yanıyor ama annemle sen en kısa zamanda, arayı düzelteceksiniz, değil mi? | Open Subtitles | .. اسمع يا رجل، أعرف أنّكَ تتألم لكن يجب أن تسوّي الأمور مع أمّي بالنهاية، حسناً؟ |
acı duyarken... kendini daha iyi yargılıyorsun, aklın açılıyor. | Open Subtitles | حين تتألم فالأفضل ان تحكم على نفسك فى أشياء كثيرة |
acı duyarken... kendini daha iyi yargılıyorsun, aklın açılıyor. | Open Subtitles | حين تتألم فالأفضل ان تحكم على نفسك فى أشياء كثيرة |
Eğer anne çok acı çekiyorsa, çocuk saçlı olur. | Open Subtitles | عندما تتألم الأم كثيراً، يكون الولد ذا شعر. |
Joe, çok acı çekiyorsun biliyorum ama sana bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | جو اعلم انك تتألم كثيرا ولكن اريد ان اقول لك شيئا |
Umarım acı çekiyorsundur. | Open Subtitles | وأتمنى أن تتألم أتمنى أن تتألم بحق الجحيم |
Umarım acı çekiyorsundur. | Open Subtitles | وأتمنى أن تتألم أتمنى أن تتألم بحق الجحيم |
Abi kız çok acı çekiyor. Galiba kolunu kırdın. | Open Subtitles | انها تتألم كثيراً يا رجل اعتقد انك كسرت ذراعها |
Şu anda senden daha çok acı çeken bir tek o olmalı. | Open Subtitles | المرأة الوحيدة التي تتألم أكثر منكِ الآن |
acı içinde kıvrandığınızı, beni çağırdığınızı görsem de, burada olacağım. | Open Subtitles | حتى و إن رأيتك تتألم من العذاب و تنادي علي سأبقى هنا |
Artık annemin acı çekmesini istemiyor. | Open Subtitles | هي فقط لا تريد أن ترى أمي تتألم مرة أخرى |
Hareket bile edemiyorum evlat. Sanki vücudumdaki her kas acıyor. | Open Subtitles | لا يمكننى التحرك حتى كأن كل عضلة فى جسدى تتألم |
- Yazamam. Cidden o kadar Ağrın mı var? | Open Subtitles | لا استطيع, هل انت تتألم بهذا القدر حقاً؟ |
Çalışanlarından biri seni uzay battaniyenin içinde kıvranıp yatarken bulacak, hastaneye götürecek sonra seni o bipleyen, öten makinelere bağlayacaklar, Canın yanacak. | Open Subtitles | وأحد موظفيك سيجدك مستلقيًا في تلك البطانية، ويأخذك إلى المشفى، يربطوك بتلك الأجهزة التي تصدر ضجيجًا وأنت تتألم. |
Hastanın ağrısı var ama hiçbir ilaç tesir etmiyor. | Open Subtitles | المريضة تتألم ولا يجدي معها اي نوع من مسكنات الألم |
İnek başlı cerrah balığının canı yanıyor. | Open Subtitles | سمكة "رأس البقرة" تتألم. |
Yaralı, ölü veya daha kötü durumda olabilir. | Open Subtitles | قد تكون تتألم أو تحتضر أو أسوأ من ذلك. |
Onu acılar içinde görmek beni çok üzüyor. | Open Subtitles | أشعر بالحزن الشديد عندما أرآها تتألم من المرض |
Çok ağrıyor gibi görünmüyorsunuz | Open Subtitles | لايبدو عليك أنك تتألم |
Fakat adamımız becerdiğinde, gerçekten acıtıyor. | Open Subtitles | بل يبهجها ولكنها تتألم |
Sana yardım edeyim. Acın çok mu? | Open Subtitles | سأساعدك هل تتألم كثيراً ؟ |
Annenin canının yandığını gördün, ve yardım etmek istedin. | Open Subtitles | أتركها انت ترى والدتك تتألم , وتريد المساعده انى افهم ذلك |