Bunlar, altı farklı çeşit ipek üretiyorlar ve bir araya gelerek insanoğlunun şimdiye kadar ürettiği her türlü iplikten daha sağlam olan bir ipliği oluşturuyorlar. | TED | تقوم بانتاج 6 انواع مختلفة من الحرير تتجمع سوية لتكون خيطاً اقوى من اي خيط يمكن للانسان صنعه |
Ana fikir, büyük grupları veya sürüleri oluşturmak için bir araya gelmeleri. | TED | الفكرة الأساسية أنها تتجمع في مجموعات كبيرة أو أسراب. |
Hücre bölünmek için toplanıyor fakat bu durumda oldukça statikler. | TED | تتجمع الخلايا لتنقسم، لكنها ثابتة جدا في ذلك الموقع. |
Deneme atışları hâlâ elmanın çevresinde toplanıyor fakat rastgele bir düzen izliyor. | TED | لكن سهامه مازالت تتجمع حول التفاحة ولكن بشكل عشوائي. |
Balinalar aşağıdaki balıklara doğru dalarken, kırıntıları kapmaktan endişelenen daha fazla kuş toplanır. | Open Subtitles | أثناء غوص الحيتان نحو الأسماك، تتجمع الطيور بأعداد كبيرة منتظرة أي بقايا تفيض. |
Bir canlı grubu, lider erkek tarafından güvenlik açısından değil, çok daha güçlü birşey, aile veya arkadaşlık bağları tarafından biraraya toplanıyorlar. | Open Subtitles | مجموعة من الحيوانات , تتجمع مع بعضها ليس بحثا عن الأمان أو العدد ولا بسبب ذكر مهيمن ولكن لسبب أقوى من ذلك بكثير |
Tüm sinirlerin bir araya toplandığı omurilik merkezini parçaladım. | Open Subtitles | مزقت مركز العمود الفقري حيث تتجمع جميع الأعصاب |
Bütün parçaların bir araya geldiği andır ve birden sanki gerçekten var olan bir yermiş gibi bir dünya ortaya çıkar. | TED | إنها اللحظة حيث تتجمع القطع جميعها مع بعضها البعض، وتنبعث الحياة فجأة في العالم كما لو أنّه مكان موجود بحق. |
Tıpkı su damlalarının bir araya gelerek okyanusları oluşturması gibi, ben, bu küresel sorunu çözerken birlikte olmamız gerektiğine inanıyorum. | TED | مثلما تتجمع قطرات المياه لتكوين المحيطات، أؤمن أننا يجب أن نتجمع سوياً لنواجه تلك المشكلة العالمية. |
İpliğin nasıl -- ipliklerin nasıl bir araya geldiğini görüyorsunuz, dolayısıyla nasıl galaksi süperkümelerini oluşturduklarını. | TED | ترون كيف الخطوط .. ترون كيف تتجمع عدة خيوط، مشكلة بذلك هذه الكتلة الهائلة من المجرات. |
Her cuma günü saat 7'de ailem resmi bir toplantı için bir araya geldi ve aile sorunlarını tartıştık. | TED | كل يوم جمعة بالسابعة مساء تتجمع العائلة للقائنا الرسمي لمناقشة أحوال العائلة الحالية. |
Şu an yaşadığımız dünyada ahlak çeteleri, sosyal medyada toplanıyor ve çığ gibi büyüyorlar. | TED | إننا نعيش في عالم حيث حشود الغوغاء تتجمع على مواقع التواصل الاجتماعي وتتضافر كما العاصفة. |
Geldiğimizden beri her yıl sizin Ekim'inizin son günü küçük şeytanlar kapımıza toplanıyor. | Open Subtitles | كل سنة منذ أن وصلنا في آخر يوم من أكتوبر تتجمع الشياطين الصغيرة أمام بوابتنا الرئيسية |
Abby'ler toplanıyor ama herkesi Dağ'a getireceğiz. | Open Subtitles | المخلوقات تتجمع ولكننا سنحضر الجميع للجبل |
Aile ateşin yanında toplanır herkes samimi ve ısınmıştır. | Open Subtitles | كما ترى, تتجمع العائلة حول المدفاة الجميع يأنسون بعضهم. |
Birçok derin su canlısı, bu dik denizaltı kayalıklarında toplanır. | Open Subtitles | عديد من مخلوقات الماء العميقة تتجمع على هذه الجرف تحت البحر |
Ruh parçaları yoğunlaştırılır ve toplanır. | Open Subtitles | ؟ قطع الروح تتجمع و تتراكم فوق بعضها البعض |
Yerçekimsel kuyular büyük bir olay için bir araya toplanıyorlar. | Open Subtitles | إنّ آبار الجذبية تتجمع سوية إلى حدث هائل وحيد |
Anatotitan'lar, bir durgun su havuzunun başında toplanıyorlar, su ve yemek için. | Open Subtitles | تتجمع مجموعة من ديناصورات –الناتوتيتان- حول بركة راكدة للشراب والتغذي |
Fakat kazların toplandığı yere kartallar da gelir. | Open Subtitles | ولكن حيث يتجمع الإوز, تتجمع النسور كذلك. |
Haber nehirde bulunanlara aktarılınca, onlarda kuşların toplandığı yere doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | تم تمرير الأخبار إلى الفريق المحلي, الذين اتجهوا إلى حيث تتجمع الطيور. |
Bu parçacıklar, gezegenleri oluşturmak üzere birleşmeye ya da azar azar kümelenmeye başladı. | Open Subtitles | هذه الجسيمات بدأت تلتحم أو تتجمع تدريجيا مع بعض لتشكل الكواكب |
Fırtına bulutları toplanmaya başladı ve sana burada ihtiyaç var. | Open Subtitles | ، إن غيوم العاصفة تتجمع وأنت مطلوب هنا |
Beklenmedik protokolleri oluşturmak için biraraya getirilen raslantısal kodlar. | Open Subtitles | ولديها مجموعات من الرموز تتجمع مع بعضها لتكون حزم غير متوقعه |