Bu avcılar, avların sıklıkla bir araya geldiği okyanus akıntıları arasında mekik dokuyor. | Open Subtitles | هؤلاء الصيّادين يجوبون الحدود بين تيارات المحيط حيث تتجمّع فريستهم في أغلب الأحيان. |
Kümelerin çok çabuk bir şekilde bir araya gelip gezegenlerin embriyolarını oluşturduğunu hesapladı. | Open Subtitles | وحسابات ذلك تمت بسرعة ملحوظه المجموعات تتجمّع سوياً لتبنى جنين الكواكب |
Göçebe Moğollar, Bayanbulak olarak bilinen bu düzlüklerde bir araya gelirler. | Open Subtitles | في منطقة الأرض المعشبة المعروف ب بيان بولاك عوائل المنغوليين البدو تتجمّع. |
Çin'deki değişik tip kanserlerin belli noktalarda toplanmış alışılmadık coğrafi dağılımını gösteriyordu. | Open Subtitles | أظهر توزيع جغرافي جد استثنائي لأنواع مختلفة من السرطان في الصين، و التي تميل لأن تتجمّع في نقاط ساخنة محدّدة. |
Dişi su aygırları toplanmış bile. | Open Subtitles | تتجمّع إناث فرس النهر في أفضل البقاع |
Bak kan damlaları nasıl da toplanıp yakınlaşmaya başlamış. | Open Subtitles | انظري هنا، كيف تتجمّع القطرات... تقترب من بعضها |
Niye etrafıma toplanıp duruyorlar? | Open Subtitles | لماذ تتجمّع هذه الفراشات حولي؟ |
Normalde asosyal olan ayılar, kıyı şeridine kıstırılmış şekilde grup halinde bir araya gelir. | Open Subtitles | الدببة الغير اجتماعية عادة، تتجمّع في مجموعات محصورين على خط الساحل |
Milyarlarca küçük göktaşı bir gezegen oluşturabilmek için bir araya gelmek zorundadır. | Open Subtitles | البلايين من الكويكبات الصغيرة عليها أن تتجمّع لتكوّن كوكبًا |
Dişiler ve erkekler, akşam olunca bir araya geliyorlar. Erkekler, göz göze gelerek, boylarını yarıştırmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | في المساء، تتجمّع الذكور والإناث وتبدأ الذكور بتقييم حجم بعضها... |
Göktaşları bir araya gelerek kaya yığınlarını oluştururlar. | Open Subtitles | تتجمّع الكويكبات إلى أكوامٍ صخرية |
Tüm parçalar bir araya geliyor. | Open Subtitles | جميع القطع تتجمّع. |
Artık bütün parçalar bir araya geliyor. | Open Subtitles | جميع القطع تتجمّع. |
Erkek çalı tavukları Wyoming'in otlaklarında erkekliklerini, tüylerinin güzelliği ve gururlu tavırları ile göstermek için toplanmış. | Open Subtitles | تتجمّع ذكور الطهيوج في الأراضي العشبية لـ"وايمونج" لتُظهر ذكورتها بريش مبهرّج وتموضع مزهو. |
Enerji burada toplanıp yayılıyor. | Open Subtitles | تتجمّع هنا و بعدها تنتشر |
Tüm aileler bir araya toplanıp... | Open Subtitles | كل العائلات تتجمّع |