Senin bildiğin o hayat artık bitti. Tamam. Umarım doğru kararı verebilirsin Fitz. | Open Subtitles | الحياة كما تعرفها قد انتهت. أتمنى أن تتخذ القرار الصحيح فيتز، أتمنى هذا. |
Doğru kararı verdiklerini bilirsiniz ve olduğu gibi ileri sürersiniz. | Open Subtitles | أنت تعلم أن القيادة تتخذ القرار السليم وما عليك ألا التنفيذ |
Hayır, hayır. kararı sen ver ki kötü çocuk ben olmayayım. | Open Subtitles | لا لا لا ،أريد منك أن تتخذ القرار و بالتالي لن أكون الرجل السيء |
Son kararını da senin sayende verecek galiba. | Open Subtitles | يبدو أنها سوف تتخذ القرار الأخير بسببك أيضاً |
Zamanımız daralıyor. - kararını hemen şimdi vermelisin. | Open Subtitles | الوقت يداهمك , يجب أن تتخذ القرار الصحيح حالًا |
Daima güvenli yolu seçerek aptalca davrandığını söyle ona. | Open Subtitles | أخبرها بأنّها حمقاء لأنّها دائماً تتخذ القرار الآمن |
bir karar vermelisin, evlat. Ya bizledir ya değil. | Open Subtitles | عليك أن تتخذ القرار إما منضمة معنا أو خارجة |
Çocuklarını buraya bırakma kararı veren kadınlar büyük stres altında. | Open Subtitles | المرأة التي تتخذ القرار بأن تتركَ طفلها معنا تحتَ ضغطٍ ضخمٍ نحنُ نتفهم ، لكن هذهِ المرأة احتطفت وقُتِلت |
Sadece doğru kararı verdiğine güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن يكون لديك الثقة بأن انها سوف تتخذ القرار الصحيح فقط. |
Mahkemeye götürelim derim, kararı jüri versin. | Open Subtitles | أريد إخضاع هذه القضية للمحاكمة ولندع هيئة المحلفين تتخذ القرار |
Doğru kararı vermesi konusunda nasıl yardımcı olabilirim? | Open Subtitles | -كيف اساعدها لكى تتخذ القرار الصحيح؟ -اذهبى للحقيقه |
Ama kararı kendin vermelisin. | Open Subtitles | ولكن عليك ان تتخذ القرار لنفسك. |
Doğru kararı vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك سوف تتخذ القرار الصحيح |
-Doğru kararı verdiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | -تقول أنها تتخذ القرار السليم؟ |
Fakat kararı siz vermelisiniz. | Open Subtitles | ولكن لابد أن تتخذ القرار |
- kararını vermelisin. | Open Subtitles | يأتي وقت ما ينبغي عليك أن تتخذ القرار |
Ama kızgınlığını bir kenara bırakarak da kararını vermezsin. - Alex! | Open Subtitles | لكن مهما ستفعل لا تتخذ القرار من الغضب |
Daima güvenli yolu seçerek aptalca davrandığını söyle ona. | Open Subtitles | أخبرها بأنّها حمقاء لأنّها دائماً تتخذ القرار الآمن |
Arabanız çarpışmadan kaçınmak için zamanında duramaz, o yüzden bir karar vermesi lazım: Düz gidip nesneye çarpmak, soldaki cipin üzerine kırmak veya sağdaki motosikletin üzerine kırmak. | TED | سيارتك لايمكنها التوقف في الوقت المناسب لتجنب الأصطدام وعليها أن تتخذ القرار تتجه إلى الأمام وتصطدم بمواد الشاحنة أو تنحرف يساراً بإتجاه سيارات الدفع الرباعي أو تنحرف يميناً بإتجاه الدراجة النارية |
Michael bir karar vermelisin. Gün neredeyse bitiyor. | Open Subtitles | مايكل" عليك أن تتخذ القرار" شارف اليوم على الإنتهاء |