Görünüşe bakılırsa tüm kasaba dağılıyor. | Open Subtitles | يبدو أن البلدة بأكملها تتداعى. |
Çok kolay dağılıyor onlar. | Open Subtitles | -لا ,لاكرز ولا فراوله. فهي تتداعى بسهوله. |
Bütün şehir çöküyor. Hiç sorumluluk hissetmiyor musun? | Open Subtitles | المدينة بأكملها تتداعى ألا يوجد لديك أدنى احساس بالمسؤولية؟ |
Şirket çöküyor ama o daha öğlen olmadan şirketten ayrılıyor. | Open Subtitles | الشركة تتداعى, وهو يغادر مبكرا |
Bu dava dağılıp, yarın dışarı çıktığımda akşam yemeği ya da başka bir şey ister misin? | Open Subtitles | عندما تتداعى هذه القضيّة وأخرج غداً... -أتودّين الخروج لتناول العشاء أو ما شابه؟ |
dağılıp gitmenden korktu. | Open Subtitles | خشيَّ أن تتداعى |
dağılıyordu ben de elmaslarla süslettim. Cumhurbaşkanlığı Balosu için. | Open Subtitles | كان أحجارها تتداعى لذلك اضطررت لوضع هذه الماسات بداعي التغيير |
- Gemi dağılıyor. | Open Subtitles | السفينة تتداعى حولنا |
Amy ile olan ilişkin dağılıyor ve sen arabana atlayıp dört saatlik uzağa, Virginia'ya gidiyorsun ve kendini.. | Open Subtitles | علاقتك بـ(إيمي) تتداعى (لذا تركب سيارة و تقود أربع ساعات إلى (فرجينيا ...و تجد نفسك |
- dağılıyor. | Open Subtitles | تتداعى. |
Araba dağılıyor. | Open Subtitles | والعربة تتداعى |
Hayır, kampanyan çöküyor. | Open Subtitles | لا, حملتك تتداعى داخلياً |
Saçma şeyler dağılıp gidiyor. | Open Subtitles | ..الأشياء البسيطة تتداعى |
Eski, kibar, güzel asil mahalleler dağılıyordu. | Open Subtitles | أحياء جميلة شريفة على الطراز القديم تتداعى |
Arkadaşlıkları dağılıyordu. | Open Subtitles | الصداقة كانت تتداعى |