Ve şu anda eve dönüş zamanı... yine gözlerimden yaşlar akıyor. | Open Subtitles | والآن لقد حان الوقت للعودة إلى البيت تتدفّق الدموع من عيني مرة أخرى |
Dağlardan rahne boyunca şurup gibi akıyor ve 50 kilometreden büyük bir alana yayılıyor. | Open Subtitles | تتدفّق داخل فجوة في الجبال وتنتشر كالشراب لأكثر من 50 كيلومتر |
Ormanın kralının kanı damarlarımda akıyor. Bir avuç insandan korkacak değilim. | Open Subtitles | ،دماء ملك الغابة تتدفّق في عروقي .لذا فإنّ بضعة بشر لن يخيفوني |
Vücudumuzun her yerinden akıp geçen bir enerji var. Ve hepsi bir düğmeye bağlı. | Open Subtitles | كلنا عندنا طاقة تتدفّق خلالنا، وكلّها موصله بالأزرار |
Vücudumuzun her yerinden akıp geçen bir enerji var. Ve hepsi bir düğmeye bağlı. | Open Subtitles | كلنا عندنا طاقة تتدفّق خلالنا، وكلّها موصله بالأزرار |
Bırak aksın, tıpkı su gibi. | Open Subtitles | دعيه يتدفّق بكل بساطة، كما تتدفّق المياه يمكنني الشعور بذلك |
Aklın aksın, uçsun. Böylece odaklan benim emirlerime. | Open Subtitles | بينما تتدفّق وتطفو، ولهذا السبب أنت مُركّزٌ على أوامري. |
Köken kız kardeşin gücü bana akıyor. | Open Subtitles | قوّة الشقيقة الأصليّة تتدفّق خلالي. |
Hamura'nın çakrası benim damarlarımda da akıyor. | Open Subtitles | تشاكرا هامورا تتدفّق بداخلي أيضًا |
Görüntüler şimdi akıyor. | Open Subtitles | إن الصّور تتدفّق الآن |
Burada kutupları etrafında 10,000 yıllık dalgalar halinde akıp kayan toz ve rüzgârın sürekli değiştirdiği bir coğrafya var. | Open Subtitles | هنا تتغير الخريطة الطبوغرافية بصورة مستمرّة تتدفّق وتتشكّل حول القطب في حلقات بقطر 10000 سنة |
Vücudumun her yerinden dışarı taşıyor. akıp gitmesi durmuyor. | Open Subtitles | إنّها تتدفّق من كلّ جزءٍ في جسدي، إنّها قد لا تتوقّف عن التدفُّق. |
O halde bırakın da, kan nehirleri aksın. | Open Subtitles | دعوا أنهار الدماء تتدفّق بحريّة. |