ويكيبيديا

    "تتراكم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • birikiyor
        
    • birikmiş
        
    • birikti
        
    • birikmeye
        
    • birikip
        
    • birikir
        
    • birikmişti
        
    • birikiyordu
        
    Yani böbreklerin gerektiği gibi çalışmıyor ve vücudunda toksinler birikiyor olabilir demek oluyor. Open Subtitles قد يعني أن كليتيه لا تقومان بالتطهير اللازم مما يدع السموم تتراكم بجسده
    Öncelikle, yıllar geçtikçe vücudumuzda da DNA lezyonları hâlinde kalıtsal hasarlar birikiyor. TED بدايةً، تتراكم في أجسادنا مع مرور الزمن الجينات المتضررة على شكل آفات الحمض النووي.
    Çöp torbaları sokakta birikmiş. Neredeyse felç geçirecekmiş. Anlarsın işte. Open Subtitles كانت الأكياس تتراكم في الشارع فكاد يصاب بالٌماء التخشبي
    Tıbbi faturalar birikti, karısı sigorta şirketini aradı ve beni gönderdiler. Open Subtitles تتراكم عليه الفواتير العلاجية تتصل زوجته بشركة التأمين و يرسلونني
    Hayır, sorun değil. Anlıyorum. Ama işler birikmeye başladı. Open Subtitles لا , لا بأس , أتفهم , الأمر أنه الأمور بدأت تتراكم
    "Amiloid proteinler" adı verilen maddeler organlarında birikip, onları bozuyor. Open Subtitles مادة تدعي الأميلويد تتراكم في أعضاءه و توقفها
    Ve bu metaller mineraller olarak bakterilerin yüzeylerinde birikir. TED وهذه الفلزات تتراكم كمعادن على سطح البكتيريا.
    Evet, et dükkânında bir sürü bulaşık birikmişti. Open Subtitles المشواه التي في محل اللحم المشوي بدأت تتراكم
    Faturalar birikiyordu, iki çocuk, ev kredisi ve sonra ben müze müdürü asistanı olarak iş buldum. Open Subtitles والفواتير كانت تتراكم علينا وكان لدينا طفلين بالأضافة للرهن العقارى لذا حصلت على وظيفة كمساعده لأمين متحف.
    Negatif yük birikiyor ve bir tür tıkanıklık oluşturuyor böylelikle nöronun elektrik sinyali göndermesini engelliyor. TED الشحنات السلبية تتراكم وتصبح مثل الألواح الخشبية فوق الماء، وتحفظ الخلايا العصبية من نقل الإشارات الكهربائية.
    İlk olarak epey bir kar yağıyor ve birikiyor. TED أولًا، من المهم أن تتساقط كميةٌ كبيرة من الثلج وأن تتراكم.
    Bir sürü şey herkesten saklanarak birikiyor, birikiyor... ve sen öğrenene kadar tüm çatı üstüne yıkılabilir. Open Subtitles الأشياء تتراكم فوق بعضها مختبئة بعيدة عن الجميع وقبل أن تعرف
    Olumsuz görüşler birikiyor ve yönetiminizin üstüne saçılıyorlar. Open Subtitles المشاعر السلبية تتراكم وتمتد على ادارتكم
    Fakat bu puanlar yalnızca seyahat masrafları için birikiyor. Open Subtitles و لكن هذه النقاط تتراكم فقط على مصاريف السفر
    Abur cubur yiyorsun, çalışmıyorsun. Lavaboda bulaşıklar birikmiş. Open Subtitles و تأكلين أطعمة فاسدة ولا تعملين، و تتركين الأطباق تتراكم في الحوض
    Abur cubur yiyorsun, çalışmıyorsun. Lavaboda bulaşıklar birikmiş. Open Subtitles و تأكلين أطعمة فاسدة ولا تعملين، و تتركين الأطباق تتراكم في الحوض
    Hayır, uzun zamandır birikmiş. Open Subtitles لا لقد كانت تتراكم منذ فتره
    Ama davalar birikti ve çözülmeye ihtiyaçları var bu yüzden müdür de bu ekibin artık işe el atması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles لكن القضايا تتراكم و يجب أن يتم حلها لكي لا يظن المدير أن أفضل وحدة لديه ينخفض مستواها
    - Yeni davalar birikti! Open Subtitles القضايا الجديدة تتراكم!
    İlk veriler önemsiz ve kulaktan idi ancak giderek veriler birikmeye başladı öyle kapsamlı ki artık biliyoruz, çalışma yerlerimize, tüketim maddelerimize, havamıza, suyumuza sızan sentetik kimyasallar kansere yol açtı ve doğum bozukluklarına ve diğer bazı toksik etkilere. Open Subtitles يمكن أن تشكل خطرا. البيانات الأولية كانت كالحكايات التافهة لكن تدريجيا مجموعة البيانات بدأت تتراكم
    - Şu borçların iyice birikmeye başladı. Open Subtitles تعلم، يبدو أن هذه الديون بدأت تتراكم
    Ve biraz sakinleşip kendini düşünürsen daha sonra hepsi birikip birden patlamaz diye düşünüyorum. Open Subtitles - وأظن لو تمهلتِ قليلًا - واهتممتِ بحالك فإن الأمور لن تتراكم
    Olan şudur; zamanla, kan akışında 'kolesterol' adı verilen yağlı bir içerik, kalbe kan gidişini düzenleyen koroner damarlarda birikir. Open Subtitles الذي كان يحصل أنّه و بمرور الوقت، مادة دهنية في مجرى الدم تسمى الكوليسترول تتراكم في الشرايين التاجيّة،
    Osmanlıların Avrupalı bir güç olarak geçirdiği asırlar tarih oluyordu ve uzun zamandır karışık olan nüfusu için sorunlar birikmişti. Open Subtitles قرون العثمانيين كقوة أوروبية كانت تصبح ذكرى ،وبسبب سكانها المتنوعين كانت تتراكم المشاكل
    Kalsiyum ve karbondan oluşan kabukları milyonlarca yıldan fazla sürede kireçtaşına dönüştükleri denizin dibinde birikiyordu. Open Subtitles تتألف أصدافهم من الكالسيوم والكربون. تتراكم على قاع البحر لملايين السنوات. ثم تتشكّل لحجر جيري.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد