Lütfen beni bırakma. Benimle kal. Sarıl bana Gregory, lütfen! | Open Subtitles | ارجوك لا تتركنى وحدى ابق معى وخذنى بين ذراعيك ,ارجوك |
Beni bırakma doktor. | Open Subtitles | لا تتركنى أيها الطبيب لا تدعنى أعود إلى هناك |
Lütfen beni yalnız bırakma. | Open Subtitles | , من فضلك لا تتركنى وحدى. لا تغادر من فضلك |
Ne yapacağını biliyorum sen sen beni zor zamanımda terk edeceksin. | Open Subtitles | إننى أعرف ماذا ستفعل إنك سوف تتركنى أترنح |
Nabzıma bakın. Bir şeyler yapın. Beni bırakmayın. | Open Subtitles | جس نبضى, افعل شيئا, لا تتركنى هكذا |
Kardeşim, beni yalnız bırakma. | Open Subtitles | المفيد هى الأشياء التى تعلمتها عن فن الحرب. أخى , لا تتركنى وحدى. |
Beni bırakma tamam mı, yüksek yerlerde sana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | حسنا، لا تتركنى. أنا بحاجة للمساعدة الخاص بك للوصول إلى الأماكن المرتفعة. |
Ben Ogden'i bulacağım. - Beni yalnız bırakma! | Open Subtitles | انا ساجد اوجدين لا تتركنى وحدي |
Burglekutt, Beni bunlarla bırakma | Open Subtitles | لا تتركنى مع هذان الإثنا, يا بيورجيلكت. |
- Yapmam zaten, ama beni uzun süre burada yanlız bırakma. | Open Subtitles | تتركنى - لا ولكن ببطولة أتصرف لن ً طويلا ً وقتا هنا بالراديو |
- Beni burada bırakma. | Open Subtitles | -لا تتركنى هنا -حظّ أفضل في المرة القادمة |
Prosper, lütfen beni bırakma. Beni bırakma. | Open Subtitles | بورسبر" من فضلك لا تتركنى" من فضلك لا تتركنى |
Hayır, hayır, hayır, tatlım, tatlım, beni yalnız bırakma. | Open Subtitles | كلا , كلا حبيبى حبيبى لا تتركنى |
Beni bırakma, lütfen. Lütfen, lütfen, her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أرجوك أرجوك أرجوك لا تتركنى وحدى |
Beni burada bırakma. Bırak en azından sana yardım etmeye çalışayım. | Open Subtitles | لا تتركنى هنا، دعنى على الأقل أساعدك. |
Beni öper ve beni asla terk etmezsin, değil mi? | Open Subtitles | اذا استطعت ، هل ستحبنى مرة أخرى ؟ ستقبلنى و لن تتركنى أليس كذلك ؟ |
Bu benim fikrim değildi. Beni buraya sen getirdin, şimdi terk edemezsin. | Open Subtitles | هذه لم تكن فكرتى لقد احضرتنى إلى هنا، ولا يمكن أن تتركنى الآن |
İnsanlığın son kalıntıları beni terk ettiği günü kutlayacağım. | Open Subtitles | سأعيد الفرحة لليوم، عندما تتركنى آخر لمحة إنسانية. |
Beni bırakmayın, Soundwave. | Open Subtitles | لا تتركنى ساوند ويف |
Dayanmalısın Daniel, beni burada tek başıma bırakamazsın. | Open Subtitles | فقط تماسك تماسك يا دانيال لن تتركنى هنا مع نفسى |
Beni götürmek için ikiyüz dolar aldın şimdi de burada mı bırakacaksın? | Open Subtitles | انت قبلت 200 دولار لتاخذنى وانت تريد ان تتركنى هنا |
Peki, o zaman. Bana başka şans bırakmadın. | Open Subtitles | حسناً , لم تتركنى بلا خيار إذن |
Bana bir şey bırakmıyorsun. Çin lokantasına gidelim. | Open Subtitles | أنت تتركنى بلا مال سنذهب لتناول الطعام |
Buraya gelmemin tek sebebi. Beni rahat bırakmanı söylemek. | Open Subtitles | السبب الوحيد لمجيئى هو كى أخبرك أن تتركنى وشأنى |
Ama bana yeni ikizimi çalmayacağına, ve eski kullanılmış ikizle bırakmayacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعاهدنى أنك لن تسرق توأمى الجديد و تتركنى مع المستعمل |
Ailem yok, kaçırıldılar. Gitmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | عائلتى اختفت ، لقد اخذوهم يجب ان تتركنى اذهب |