"تتسلق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tırmanıp
• tırmanıyorsun
• tırmanmak
• tırmandığını
• tırman
• tırmanma
• tırmanıyor
• tırmanacak
• tırmanırken
• tırmanmalısın
• tırmanır
• tırmanan
• tırmanamazsın
• tırmanacaksın
• tırmanmıyorsun

"Kurtulmak için tek çare var. Sen ikinci kata tırmanıp pencereden içeri gir.
هناك طريقة واحدة للخروج من هذا المأزق تتسلق أنت للطابق الثانى وتدخل من النافذة

Binalara tırmanıyorsun güvenlik görevlilerini panik odasına hapsediyorsun insanlara yumruk atıyorsun.
تتسلق المباني تحبس أفراد الأمن في غرفة آمنة تلكم الناس ؟

Şöyle bir düşünün sırf boş çantayı taşla doldurmak için 450 metre tırmanmak nasıl bir delilik?
تخيلوا لثانية كم هو مثير للسخرية أن تتسلق 1500 قدم من جدار ما فقط لملء حقيبة ظهر بالصخور.

Hep tek başına tırmandığını sanırdım.
اعتقدت أنك لا تتسلق سوى بمفردك.

Yukarı tırman, seni iterim, fakat yukarı tırmanmalısın.
والآن يجب أن تتسلق. سأدفعك من أسفل، ولكن يجب أن تحـاول أنت.

Üstünde oturabiliyorsan asla bir çite tırmanma. Eski bir Dış İlişkiler düsturu.
"لا تتسلق ابدا سوراً,طالما يمكنك الجلوس عليه " انه مثل قديم

Bu harika bir fikir. Uçurtma planörle uçuyor, buzlara tırmanıyor.
هي فكرة رائعة، هي تمارس الطيران الشراعي، تتسلق الجبال الجليدية

Size tırmanacak bir şeyler yapabilirim, hayatım.
-سأصنع لك شيئاً تتسلق عليه يا عزيزي

Diyelim ki ormandasınız, veya çayırdasınız; ve bu karıncayı çimin ucuna tırmanırken görüyorsunuz.
إذا انت في الغابة أو في المرعى.. وترى هذه النملة التي تتسلق ورقة العشب هذه.

Şimdi Kanatlı At'ın evine tırmanmalısın.
الآن يجب عليك أن تتسلق إلى مقام الحصان المجنح

Eğer seni cama doğru kaldırırsam, içeri tırmanıp, bana kapıyı açar mısın?
ان رفعتك تحت النافذة فهلا تتسلق وتدخل وتفتح لي الباب؟

O yüzden neden sadece o küçük alman palyaçosu arabanıza tırmanıp, nazi kasabanıza dönmüyorsunuz?
فلم لا تتسلق عائداَ إلى سيارة المهرجين الألمانية الصغيرة وتقود عائداَ لبلدة النازيين ؟

İki hafta boyunca, neredeyse her gün 800 metre tırmanıp, ...yavrularına bakıyor.
على مدار الأسبوعين التاليين، يمكن أن تتسلق نصف ميل تقريباً في خدمة صغارها

Kapıda iki Nubyan nöbetçi var. Bu yüzden duvardan tırmanıyorsun.
هناك اثنان من العبيد النوبيون يقفون للحراسة لذلك أنت تتسلق الحائط

Kadına bak! Eğer bakıcımsan, neden camdan içeri tırmanıyorsun?
لو أنك كما تقول، فلم تتسلق إلى النافذة ؟

Sahilin üst tarafı o kadar kalabalık oluyor ki çukur kazabilecekleri bir yer bulmak için birbirlerinin üstüne tırmanmak zorunda kalıyorlar.
ويعج أعلى الشاطيء بهم لدرجة ان بعضها تتسلق فوق بعض لكي يجد رقعة صغيرة

Daha önce hiç bu kadar yüksekte bulunmamıştım ve buza bu şekilde tırmanmak çok yorucuydu.
لم أكن أبدا في هذا الارتفاع من قبل و ها هو منهك جدا جدا أن تتسلق ثلج كهذا

Bran binlerce kez tırmandığını gördüm.
بران لقد رأيتك تتسلق آلاف المرات

Yukarı tırman... Bu kolla yapamazsın.
...يجدر بك أن تتسلق لا، ليس بهذه الذراع

Kaç defa o dağa tırmanma dedim sana?
كم من المرات أخبرتك ألا تتسلق هناك؟

İşte Ann'in istediği bu. O dışarıda kanoculuk yapıyor olmak istiyor. O dışarıda dağlara tırmanıyor olmak istiyor.
هذا ما ارادته آن ، أرادت ان تكون بالخارج تجدف، ارادت ان تتسلق الجبال.

Boşandıktan sonra bisiklete binmeye başladı ve şimdi de Everest Dağına tırmanacak.
تطلقت، وبدأت بالركوب الدراجة. والان هي تتسلق قمة (ايفرست).

"Hayvanlar duvara tırmanırken kuyruklarını kullanıyorlar mı?"
هل تستخدم الحيوانات ذيلها وهي تتسلق الجدران؟

Kendilerine özgü kas yapıları ve yüksek denge yetenekleri sayesinde, kediler doğada alanlarını taramak üzere yüksek seyir noktalarına tırmanır ve avlarının yerini saptarlar.
وما أتاح ذلك هو بناءها العضلي الفريد و قدرتها الفائقة على التوازن، تتسلق القطط للوصول لأكثر الأماكن ملاءمة من أجل استكشاف منطقتهم ورؤية الفرائس في البرية.

Burada, dört sene önce, çime tırmanan bir karıncadan bahsetmiştim.
عندما كنت هنا قبل أربع سنوات، أخبرتكم بقصة النملة التي كانت تتسلق أوراق النبات.

Bir parça çikolata ve bir yudum şarapla dağa tırmanamazsın.
لا يمكنك أن تتسلق جبل ولم تأكل سوى قطعة شوكولاته ورشفة نبيذ

Yılanlı bir dağa mı tırmanacaksın?
تريد ان تتسلق جبلا مع افاعي ؟

Şimdi, neden ipe tırmanmıyorsun? Haydi.
والآن ، هل تمانع أن تتسلق الحبل؟