Tüm galaksi kümeleri devamlı olarak çarpışıyor ve yeniden şekilleniyorlar. | Open Subtitles | تجمعات بأكملها من المجرات تتصادم باستمرار ويعاد تشكيلها |
İIginç olayların hepsi merkezde, parçacıkların çarpıştığı noktada meydana geliyor. | Open Subtitles | كل الأشياء الممتعة تحدث في المنتصف هنا حيث تتصادم الجسيمات |
Benim atomlarım yerdeki atomlarla çarpıştığında, bu elektrik yükleri birbirlerini öyle bir güçle iterler ki, bir parça kaldırım tüm dünyanın yerçekimine karşı gelir ve benim düşmemi durdurur. | Open Subtitles | لذلك عندما تتصادم ذراتى مع ذرات الأسمنت هذه الشحنات السالبة تتنافر مع بعضهم البعض |
Bu kalabalık ve düzensiz ortamda yıldızlar ortalama her 10.000 yılda bir çarpışır. | Open Subtitles | في هذه الإزدحامات.. وظروف التشويش فإن النجوم تتصادم مرة كل 10 آلاف سنة |
Bir dakika düşündüm de işler birbirine zıt düşmek zorunda değil. | Open Subtitles | مهلاً لأتمعن في الموضوع ليس على الأمور أن تتصادم |
Gezegenlerin yörüngeleri ile kesiştiklerinden kuyrukluyıldızlar sıklıkla onlarla çarpışırlar. | Open Subtitles | لإنه يعبر مدارات الكواكب والتي عادة ما تتصادم المذنبات بها |
Eğer enerjilerimiz çarpışırsa bir galaksi büyüklüğünde bir patlamaya neden olur | Open Subtitles | أيتها تتصادم طاقتنا إذا إنفجارا تسبب سوف |
Sonda gördü ki, halkalardaki tüm buz parçaları sürekli çarpışıyor ve ayrılıyorlardı. | Open Subtitles | رأى المسبار أن كل القطع الجليدية في الحلقات تتصادم باستمرار وتتحطّم |
Toz parçacıkları çarpışıyor ve her an çarpışarak, büyüyorlar. | Open Subtitles | تتصادم حبّات الغبار وكلما تتصادم فإنها تندمج |
Protonlar altımızda çarpışıyor, bir araya geliyor, ve yüksek enerjileri oluşuyor. | Open Subtitles | تتصادم البروتونات أسفلنا مباشرة |
Levhâların çarpıştığı yerde Dünya'nın derinliklerine batan deniz tabanındaki kaya bünyesindeki ölü planktonlardan aldığı karbondioksiti de beraberinde götürüyor. | Open Subtitles | حيث تتصادم الصفائح، الصخور عند قعر البحر التي تحوي كربون من البلانكتون الميت تُحمل عميقاً داخل الأرض. |
Kıtaların çarpıştığı yerlerde, dev volkanik patlamalara yol açarak atmosfere karbondioksit salar. | Open Subtitles | حيثما تتصادم القارات، تصنع ثورات بركانية ضخمة، تحرر ثاني أكسيد الكربون للغلاف الجوي. |
Hayalin ve gerçekliğin çarpıştığı bir yer. | Open Subtitles | "المكان الذي تتصادم فيه الحقيقة بالخيال" |
Ama toplar çarpıştığında, masadan daima dışarı sızan bir şey vardır, | Open Subtitles | لكن حينما تتصادم الكرات, هناك شىء دائماً يخرج من الطاولة, |
Hawaii Üniversitesi'nden astrofizikçi Joshua Barnes yıldızlar çarpıştığında olanları araştırıyor. | Open Subtitles | عالم الفيزياء الفلكية جوشوا بارنس في جامعة هاواي يدرس ما يحدث عندما تتصادم النجوم |
Dünyanın plakaları çarpıştığında güneşin görülmesini aylar boyunca engelleyecek kadar güçlü volkanik patlamaları tetikleyebilirler. | Open Subtitles | عندم تتصادم الصفائح معاً فإنه يمكنها أن تطلق إنفجارات بركانية يمكنها حجب قرص الشمس لعدة شهور متوالية |
Yer kısıtlı, bu yüzden her masada bir çift oyuncu elin iç taraf vuruşu egzersizi yaparken diğeri dış taraf vuruşu egzersizi yapar ve arada bir toplar havada çarpışır ve herkes "Vay be!" | TED | وبما أن المساحة محدودة، يوجد في كل طاولة زوج من اللاعبين يتدرب على الضربة الأمامية، وزوج آخر يتدرب على الضربة الخلفية، وفي الحين والآخر، تتصادم الكرات في الهواء ويقول الجميع: "واو!" |
Issız ormanın derinliklerinde Eren ve Reiner'ın duyguları şiddetle çarpışır. | Open Subtitles | "في أعماق الغابة المعزولة، تتصادم مشاعر (إيرين) و(راينر) بعنف" |
yani eğer çok ama çok büyük bir evren düşünürseniz, birbirine rastgele çarpan parçacıkların bulunduğu sonsuz büyüklikte bir evren, sonuçta daha düşük entropili durumlara ufak da olsa dalgalanmalar olacaktır, daha sonra da eski haline dönecektir. | TED | إذن لو تخيلتم ، كونا كبيرا للغاية، كون بلا حدود، بأجسام تتصادم مع بعضها عشوائياً، سوف يكون هنالك بين الحين و الآخر ترددات صغيرة في حالات الأنتروبيا المنخفضة، ثم سوف تتمدد مرة أخرى. |
Metal cisimlerin birbirine sürtmesiyle çıkan ses. | Open Subtitles | صوتُ.. صوتُ أجرام قوية تتصادم ببعضها. |
Bazen bir süpernova ile çarpışırlar ya da süper şaheser bir şeyden oluşmuşlardır ama bir gün kusursuz muhteşem çekimleri sayesinde içinde bulundukları nebulaya sığmayacak kadar büyürler ve bir yıldız olurlar. | Open Subtitles | ربّما تتصادم مع السوبر نوفا أو فقط مصنوعة من شيء مدهش للغاية. لكن يوما ما يصبحون أكبر من السدم الكونية التي يتواجدون فيها |
Galaksiler bir birleriyle çarpışırlar. | Open Subtitles | تتصادم مجرّات كاملها مع بعضهما |
Sizin soruşturmanız bizimkiyle çarpışırsa belki o zaman konuşuruz. | Open Subtitles | على قضايانا في نفس الوقت. أذا كانت تحقيقاتكم تتصادم مع تحقيقاتنا ربما عندها يمكننا التحدث |
Bu, iki bisiklet çarpışıp zavallı sinek ezilene kadar... bir ileri bir geri devam ediyor. | Open Subtitles | و هكذا حتى تتصادم الدراجتان و تسحق الذبابة المسكينة |
Bir araya gelmek için bir şekilde çarpışmalı ve birbirlerine yapışmalıdırlar. | Open Subtitles | لتتّحد معًا، فعليها بطريقةٍ ما أن تتصادم وتلتصق |