İleride bu işten gelecek bütün kârlar dahil. | Open Subtitles | تتضمّن كلّ الأرباح المستقبلية من هذه المغامرة. |
İyi olup olmadığımı ne kadar sürede soracağını hesaplayabilecek kronometre dahil beş fonksiyonlu da ondan. | Open Subtitles | فيها خمس وظائف تتضمّن ساعةَ سباق كي أحسب كم من الوقت يلزمك كي تتأكّد أنّني بخير |
Bu anlaşmaya birlikte çalışma yetkimin kısıtlandığı bazı ajanlar da dahil. | Open Subtitles | تلك الإتفاقية تتضمّن a قائمة قصيرة من المشاركين |
Defalarca tekrar ettiğiniz eylem ve yetenekleri içeriyor. Onlara has oluşturulan sinir yolları vardır. | Open Subtitles | التي تتضمّن أيّ إجراءات أو مهارات ردّدتها تكراراً وشكّلت مسارات عصبيّة، |
Sana bir ipucu vereyim. Kulenin elektrikçisine rüşvet vermeyi içeriyor. | Open Subtitles | سأعطيك تلميحًا، الخدعة تتضمّن رِشوة كهربائيّ البرج |
Rutin testler hastaya vereceğim tedaviyi değiştirmek için kadavradan kan çalmanı içermez. | Open Subtitles | الفحوصات المعمليّة الروتينيّة لا تتضمّن الدم الذي سرقتَه من جثة لخداعي كي أقوم بإعطاء المريض العلاج الخاطىء |
Hindistan çok hızlı değişiyor ve bazen çok zor seçimler yapmak zorundasınız ve buna bazen insanları tahliye etmek de dahil. | Open Subtitles | الهند" بلدٌ سريع التغيّر، و عليك أحيانًا اتخاذ" قرارت صعبة قد تتضمّن نقل أماكن إقامة الناس |
Şu an çalıştığınız vakalardan biri dikkatimi celbetti de,... ..Hasaan Waleed'in dahil olduğu vaka. | Open Subtitles | لفت إنتباهي بأن واحدة من القضايا التي تعمل عليها الآن تتضمّن (حسان وليد). |
Kargo parası dahil. | Open Subtitles | تتضمّن أجور الإستيراد |
Bu adam da dahil. Sahte adı Ahmen Ali Farah. | Open Subtitles | تتضمّن هذا الرّجل، الإسم الحركيّ (عماد علي فرّاح) |
Sana bir ipucu vereyim. Kulenin elektrikçisine rüşvet vermeyi içeriyor. | Open Subtitles | سأعطيك تلميحًا، الخدعة تتضمّن رِشوة كهربائيّ البرج |
Ama temel parçacıkları çalışma yöntemimiz, etkileşime girdikleri güçlerin yanı sıra onları geçici olarak yaratmayı, protonları hızlandırıcılarımızda çarpıştırmayı ve onlar ışık hızına yaklaşırken izlerini yakalamayı içeriyor. | TED | لكنّ الطريقة التي ندرس بها الجزيئات الأساسيّة، والقوى التي تتفاعلها كذلك، والتي تتضمّن انشائها في برهةٍ خاطفةـ وتصادم البروتونات في مسرّعاتنا والتقاط أثرٍ لها بينما تغادر بسرعةٍ قريبةٍ لسرعة الضوء |
Onun için hazırladığım plan çok daha kalıcı bir çözüm içeriyor. | Open Subtitles | خطّتي لها تتضمّن أمراً نهائيّاً أكثر |
Her bir basamağı bilgi içeriyor | TED | كلّ سلسلةٍ تتضمّن معلوماتٍ. |
Rutin testler hastaya vereceğim tedaviyi değiştirmek için kadavradan kan çalmanı içermez. | Open Subtitles | إنّه فحص معمليّ روتينيّ الفحوصات المعمليّة الروتينيّة لا تتضمّن الدم الذي سرقتَه من جثة لخداعي كي أقوم بإعطاء المريض العلاج الخاطىء |