Erkeklerin çektiği korkunç acıya çare olmak için gönüllü oluyor. | Open Subtitles | إنّها تتطوع للتخفيف من معاناة رجال يعانون من ألم رهيب. |
CA: Son olarak, önerdiğin bu şeyin, din değil de başka bir şey, bir lidere ihtiyacı var mı, papa olmak için gönüllü musun. | TED | كريس: واخيرا هل هذا شيء جديد تقترحه والذي هو ليس دين ولكنه شيء اخر هل يحتاج قائد وهل تتطوع لتكون البابا؟ |
Protesto edebilirsiniz, mektup yazabilirsiniz, bağışta bulunabilir ve bir amaç uğruna gönüllü olabilirsiniz, sanatla, edebiyatla uğraşabilirsiniz, şiir ve müzik yazabilirsiniz, insanlara yardımcı bir topluluk oluşturabilir ve bu hunharlıkları engelleyebilirsiniz. | TED | يمكن أن تحتج، تكتب خطابات للمحررين، أن تتبرع أو تتطوع لقضايا مجتمعية، أن تبتكر فناً أو تُبدع أدباً، تبتكر شعراً وموسيقى، مجتمع يهتم ببعضه البعض ولا يسمح بحدوث تلك الأعمال الوحشية. |
Doğru an geldiğinde butona basma görevini üstlenen kişi olmaya gönüllü oluyorsunuz ve diğer herkese talimatları veriyorsunuz. | TED | أنت تتطوع لتكون الشخص المسؤول عن ضغط الزر عندما تأتي اللحظة المناسبة، وإعطاء التوجيهات التالية للجميع |
Senden, onu emir zoruyla geri vermektense gönüllü olarak vermeni rica ediyorum. | Open Subtitles | إني أطلب منك أن تتطوع من نفسك بتقديم الطلب بدلا من جعلنا نستعيدها بطلب منا |
- Emilie klinikte çalışmaya gönüllü oldu! | Open Subtitles | ايميلي سوف تتطوع للعمل في العياده الطبيه |
Burada hiçbir şey yapmadan öylece oturup... sonrada "gönüllü olmadan dönmüş" dedirtmem kendime. | Open Subtitles | لا مفر , لن أتركك تتطوع لهذا حتى أعود إلى وطنى مثل الرجل الذى لم يتطوع |
Jae-Kyung'u o kadar çok önemsiyorsan neden onu kontrol etmek için gönüllü olmadın. | Open Subtitles | لو أنك اهتممت أكثر بجاي-كيونج لماذا لم تتطوع لإنقاذ جاي-كيونج طالما أن مهتم؟ |
Gelecek sefer belki çocuklara yardım etmek için gönüllü olmadan önce iki kere düşünür de karar verirsin. | Open Subtitles | ربما المرة القادمة تفكر مرتين قبل أن تتطوع لمساعدة الأطفال |
Okulda gönüllü olarak çalışıyor. Okul aile birliğini yönetiyor. | Open Subtitles | تتطوع بالمدرسة تحضر اجتماعات أولياء الأمور |
Bianca perşembeleri öğleden sonra, hastanede gönüllü olmak istiyor. | Open Subtitles | بيانكا تريد ان تتطوع فى المستشفي يوم الثلاثاء بعد الظهر |
Bence bu çok iyi. Bence onun gönüllü olarak çalışması harika bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا عظيم, أعتقد أنه من المذهل كونها تتطوع |
Birinin köle olmak için gönüllü olmasının tek bir nedeni olabilir o da o kişinin kendi basitliği. | Open Subtitles | هناك سبب واحدً حتى تتطوع لكى تكون عبداً أذا كان هو بالفعل عبداً |
Yaşlılara gönüllü kitap okumadığın ve evsizlere yardım etmediğin zamanlarda genelde buradasın. | Open Subtitles | إذا كنت لا تتطوع لقراءة القصص لكبار السن أو إطعام الفقراء فأنت بالعادة هنا |
Frank, sıradaki gönüllü hasta olmak için ayağa kalkman ne hoş. | Open Subtitles | فرانك هذا لطف منك أن تتطوع لتكون المريض التالي |
Kilisede yetişkinlere okuma yazma öğretiyor ve yerel aş evinde gönüllü çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانت تدير برنامج لمحو الأمية تابع للكنيسة كما أنها كانت تتطوع في مطعم للفقراء والمساكين |
Pawnee polisinin önümüzdeki Hasat Festivali'nde gönüllü güvenlik olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نريد من قوات شرطة الولاية أن تتطوع كأمن لحماية مهرجان الحصاد القادم |
Bu beni savunmaya gönüllü olmak olayı nereden çıktı? | Open Subtitles | من أين أتت تلك الجسارة، تتطوع للدفاع عني؟ |
Hayır, ama sadece para istediğinde ya da bir şey hakkında konuşmak istediğinde yardım etmeye gönüllü oluyorsun. | Open Subtitles | لا ، ولكنك تتطوع فقط عندما تريد مالا أو تريد أن تتحدث حول شيء ما ماذا يحدث ؟ |
Bu sırada, senin gibi hayırsever birinin şehirde kedileri kepçelemek, çorbaları kısırlaştırmak gibi gönüllü işler yapıyor olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | في الوقت الراهن لا توجد طريقة لمحسنة مثلك الا تكون تتطوع في كل أنحاء المدينة |
On gün,ama iki cumartesi barınakta gönüllüsün. | Open Subtitles | العقوبة عشر ايام و تتطوع للعمل بالمأوى يومان السبت |