zahmet etme. Ben çıkarım. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بالنهوض أنا أعرف طريق الخروج |
Gerçekten zahmet etme. Hiçbir şey bebeğimizi geri getirmeyecek. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بحق هذا لن يعيد ابنتي للحياة |
İnandırıcı şekilde kıskanç olamıyorsan, hiç zahmet etme. | Open Subtitles | إن لم تستطع أن تبيّن بعض الغيرة الحقيقة فلا تتعب نفسك |
Ama eğer çalarsam, bana dava açmakla boşuna zaman kaybetme. Yahudilerimi* üzerine o kadar hızlı salarım ki uzak doğulu bir kız olduğunu düşünürsün. İyi, tamam. | Open Subtitles | لكن إذا سرقتها لا تتعب نفسك بمحامتي . حسنا ، موافق |
Konuşarak kurtulmaya çalışıyorsan, boşuna zahmet etme. | Open Subtitles | لو تحاول إثناءي عن فعل هذا فلا تتعب نفسك |
Bundan sonrasını biz hallederiz. Senin kalmana Gerek yok. | Open Subtitles | سوف نتولي الأمر من هنا يا حبيبي لا داعي أن تتعب نفسك |
Bunu yazmakla uğraşma. Ben hallederim. Hoşuma bile gidebilir. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بكتابة هذا انا ساتولي الامر و ربما استمتع به |
Gün boyunca milletin bahanelerini dinlediğinizi biliyorum... Hiç zahmet etme. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك مللت من مثل هذه الحكايات ولكن لا تتعب نفسك |
Sınavlara çalışmaya zahmet etme, canım. Asla onlardan biri olamayacaksın. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بدراسة العظماء يا عزيزي فلن تكون واحداً منهم أبداً |
Hiç zahmet etme. Beni incitemezsin. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بهذا فلست قادراً على إيذائي |
Eğer o ispiyoncunun tarafındaysan, hiç zahmet etme. | Open Subtitles | -إن كانت رسالة من ذلك الواشي فلا تتعب نفسك |
Madem beceremeyeceksin zahmet etme ahbap. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك إذا لم تستطع تولي الامر |
Ama James Woods, "Hayır, zahmet etme. Başka bir fırsat çıkacaktır" dedi. | Open Subtitles | لكنه قال : "لا تتعب نفسك مشاريع أفضل ستأتي" |
Eğer beni bu yerin gerçek olduğuna ve "Raza"daki yaşantımın illüzyon olduğuna ikna etmeye çalışıyorsan boşuna uğraşma. | Open Subtitles | أن كنت تحاول أقناعي بأن هذا حقيقي أنه كان وهمً لا تتعب نفسك |
- Kendini boşuna yoruyorsun yaşlı Baba. | Open Subtitles | أنت تتعب نفسك ، يا بابا الكبير |
Hiç boşuna poşetleme. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك حتى في وضعها في كيس |
Ne yaparsan yap, boşuna! Bizi hafife alma! | Open Subtitles | لا يهم ما تفعله لنا لهذا لا تتعب نفسك |
Artık insanları hapse girdiğine inandırmak için kendini daha fazla yormana Gerek yokmuş! | Open Subtitles | قال لن تحتاج أن تتعب نفسك الآن لتجعل الناس يظنونك ذهبت للسجن |
Denemekle uğraşma | Open Subtitles | لا تتعب نفسك ، لن يفتح الباب ، فقد حاولت لاأعرفحتىّكيف وصلتإلىهنا.. |
kendini yorma. Ben kendi mesajımı gönderirim | Open Subtitles | .لا تتعب نفسك .سأرسل رسالتي بنفسي |