ويكيبيديا

    "تتعطل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bozulur
        
    • arıza
        
    • çalışmayacak
        
    • bozuluyorlar
        
    • bozulduğunda
        
    • bozulmaz
        
    • bozulması
        
    • arızalanan
        
    • bozulduysa
        
    • buldu
        
    • dönmeyecek çünkü
        
    Asansörlere güvenmem. Onlar bozulur, düşerler ve insanları sakat bırakırlar. Open Subtitles أنا لا أثق بالمصاعد انها تتعطل وتسقط وتتسبب بشل الناس
    -Uçaklar her gün bozulur sen de biliyorsun bunu, hem de herkesten iyi. Open Subtitles الطائرات تتعطل يومياً وأنت تعلم ذلك أكثر من الجميع
    Yıldız geçidinin arıza yapması ya da bozulması ve sonucunda benim Dünyamın farklı, hapı yutmuş bir versiyonuna gelmem mümkün mü? Open Subtitles هل ممكن أن تتعطل الستارغيت وانا جئت الى نسخة أخرى من الأرض مختلفة وفاشلة تماما
    Makinen tam da çalışmayacak zamanı buldu Harold. Open Subtitles يا له من وقت حرج للغاية تتعطل فيه آلتك يا (هارولد).
    Ayrıca her 50-60 kilometrede bir bozuluyorlar, bu yüzden zanlılar fazla uzaklaşamazlar. Open Subtitles بالإضافة إلى أنّها تتعطل بين كلّ 30 إلى 40 ميل لذا لا أتوقع أن يبتعد المجرمون كثيراً
    Bu hastane ve bütün bölgede tek bir biyomedikal mühendis yok. Yani makine bozulduğunda TED في المستشفى وفي المنطقة باكملها لا يوجد أي مهندس طب حيوي. وبالتالي عندم تتعطل هذه الآلة،
    Neden, başka bir zaman bozulmaz ki mesela jürilik yapmaya giderken? Open Subtitles لماذا لم تتعطل وأنا في طريقي, لنرى لا أعلم, لجنه التحكيم?
    Bugün arızalanan üçüncü araç. Open Subtitles وهذه هي العجلة الثالثة التي تتعطل هذا اليوم
    Tek söylediğim iki araba arka arkaya günlerde bozulduysa ve bu kişiler bir araya gelip birbirlerine âşık oldularsa, bu kaderdir. Open Subtitles كل ما أقوله، عندما تتعطل سيارتان في يومين متتالين ويسب ذلك وقع شخصان في الحب، ذلك هو القدر
    Arabam her zaman bozulur. Telefonu kullanmam gerekiyor. Open Subtitles سيارتي دائمًا تتعطل أحتاج لاستخدام التليفون فقط
    Kurutma makinesinin altı ıslanırsa çok geçmeden bozulur. Open Subtitles أسفل الغسـّالة سوف يبتل. لو إستمر الأمر هكذا، سوف تتعطل.
    Uçaklar her zaman arıza yapabilir. Sen bunu herkesten daha iyi bilirsin. Open Subtitles الطائرات تتعطل يومياً وأنت تعلم ذلك أكثر من الجميع
    Her an arıza yapma ihtimalinden bahsetmiyorum bile. Open Subtitles لكنّها كانت مظلمة جداً، صغيرة جداً بدون ذكر أنّها قد تتعطل بأي وقت
    Makinen tam da çalışmayacak zamanı buldu Harold. Open Subtitles يا له من وقت حرج للغاية تتعطل فيه آلتك يا (هارولد).
    Makinen tam da çalışmayacak zamanı buldu Harold. Open Subtitles يا له من وقت حرج للغاية تتعطل فيه آلتك يا (هارولد).
    Ama sürekli bozuluyorlar. Open Subtitles لكنها تتعطل طوال الوقت.
    Bir makine bozulduğunda, birinin onu tamir etmesi gerekir. Open Subtitles ,عندما تتعطل الأجهزة فلابد أن يقوم أحدهم بتصليحها
    Daktilomu seviyorum. Asla bozulmaz Open Subtitles أحب آلة الطباعة خاصتي إنها لا تتعطل
    Çünkü bir görev sırasında bozulması istediğim son şey olur. Open Subtitles لأن آخر ما أبتغية أن تتعطل بي أثناء مهمة
    Evet, bunu otoyolun kenarında araban bozulduysa kullanıyorsun. Open Subtitles أجل، تستعملين هذهِ عندما تتعطل سيارتُكِ على جانب الطريق السريع
    - Belki şanssızlık değildi belki bir şeye bakmaya gitti, belki de geri dönmeyecek çünkü... Open Subtitles من المحتمل أن السيارة لم تتعطل من المحتمل أنها خرجت للتحقق ...ومن المحتمل أنها لم تعد، لأن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد