Ancak robotlar birbirleriyle etkileştiği için, yanındakileri algılayarak esasen takip ediyorlar. | TED | ولأن الروبوتات تتفاعل مع بعضها البعض. فإنها تشعر بجيرانها، وتتابع بعضها. |
Şempanzeler gerçekten bilgisayar aracılığıyla birbirleriyle iletişim halindeler. | TED | الشمبانزي فعلا تتفاعل مع بعضها البعض من خلال أجهزة الكمبيوتر. |
Biz bireyler arasındaki bağlantılara bakarız hücre, hayvan ya da insan olsunlar, birbirleriyle ve çevreleriyle nasıl etkileşime girdiklerine. | TED | ونفكر بالعلاقات بين الأفراد، سواءً كانت خلايا أو حيوانات أو أشخاص، وكيف تتفاعل مع بعضها البعض ومع بيئتها. |
Fakat birbirleriyle çok büyük ölçekte etkileşime girdiklerinde, sonuç, öz-farkındalık taşıyan bir ağdır. | Open Subtitles | هذه الخلايا ليست في حالة وعي إذا كانت على حدة ولكن حينما تتفاعل مع بعضها على مستوى مكثف |
Elinizde internetler, telefonlar ve sevdiğin evden alışveriş falan var insanlar hâlâ birbirleriyle etkileşim içindeler. | Open Subtitles | رغم إنتشار شبكة الإنترنت وسماعات الرأس والتسوق المنزلي، لازالت الناس تتفاعل مع بعضها البعض. |
Yani elimizde birbirleriyle saniyede yaklaşık 10 katrilyon atım göndererek haberleşen 100 milyon kadar hücreden oluşan devasa bir ağ var. | TED | و لدينا هذه الشبكة الهائلة من الخلايا التي تتفاعل مع بعضها البعض ، حوالي 100 مليون منهم ، تقوم بارسال نحو 10 كوادريليون من هذه النبضات كل ثانية. |
Bu farklı büyüklükteki tüm girdaplar birbirleriyle etkileşime girerek, tüm hareketler ısıya dönüşene kadar küçülerek “enerji kademesi” olarak adlandırılan bir süreçte birbirleriyle etkileşime giriyor. | TED | وجميع هذه الدّوّامات ذات الأحجام المتنوعة تتفاعل مع بعضها البعض، وتتفكّك لتصبح أصغر فأصغر إلى أن تتحول الحركة بأكملها إلى طاقةٍ حراريّةٍ، في عمليّة تسمى "سلسلة الطّاقة". |
Bu da iki kişilik çizgi romanlarımızdan, bazı karakterleri o bazı karakterleri de ben çizerdim ve birbirleriyle etkileşime geçirirdik. | Open Subtitles | هذه إحدى الرسومات التي تشاركنا برسمها... حيث يقوم هو برسم بعض الشخصيات وأنا أقوم برسم البعض الآخر. ونجعلها تتفاعل مع بعضها البعض. |
Belki de zeki medeniyetler yaşamın sonuç olarak, birbiriyle hoş bir biçimde etkileşime giren karmaşık bilgi yapıları olduğunu ve bunun da küçük bir ölçekte daha etkili şekilde meydana geldiğini fark etmeye başladı. | TED | وربما فهمت الحضارات الذكية أنّ الحياة في نهاية المطاف مجرد أنماط معقّدة من المعلومات تتفاعل مع بعضها البعض بطريقة جميلة، وأن ذلك يمكن أن يحدث مزيد من الكفاءة على نطاق صغير. |