"تتكلم معي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• benimle konuşma
• benimle konuşmak
• benimle konuşmuyor
• benimle konuşmuyorsun
• benimle konuşuyorsun
• konuşmaya
• Benim konuşmaz
• benimle konuşup
• benle konuşmuyor
• benimle burda konuşuyor
• ahbap benimle konuşurken

benimle konuşma, tamam mı? Yakınımdan yürüme.
لا تتكلم معي, لا تنظر الي وابقى خلفي ,مفهوم؟

Eğer istemiyorsan benimle konuşmak zorunda değilsin.
لا يجب عليك أن تتكلم معي إن لم تُرِدْ ذلك

Hala benimle konuşmuyor. Anlayamadığımı söylüyor.
مازالت لا تتكلم معي تقول أني لا أستوعب

# Şansın yaver gitti Artık benimle konuşmuyorsun #
♪ هل حصلت على الحظ ♪ ♪ أنت لا تتكلم معي الآن ♪

Tabi ki benimle konuşuyorsun. Hades'te başka kim olabilir? Buradaki tek kişi benim.
أوه، أنت تتكلم معي بالطبع، أنت تتكلم معي

Biliyorsun, her zaman benimle konuşmaya gelebilirsin, James.
انت تعرف بأنك يمكنك دائماً ان تتكلم معي , جيمس

Benim konuşmaz bile.
انها حتى لا تتكلم معي

Neden benimle konuşup, seninle konuşmadığını anlamıyorum. Konuşuyor mu?
انا لا اعرف لماذا تتكلم معي وليس معك

11:02, ama bir sorunumuz var-- Şu an benle konuşmuyor.
في الحادية عشر و دقيقتان، لكن هناك مشكلة إنها لا تتكلم معي الآن

Leo. Eğer o olsaydın benimle burda konuşuyor olamazdın.
ـ (ليو) ـ كلا، إنّك لم تتكلم معي

Sana söyledim ahbap benimle konuşurken o şeyi seyretmenden rahatsız oluyorum.
أن هذا يغيظني عندما تتابع التلفاز وأنت تتكلم معي

benimle konuşma yoksa beyninin arkasından kurşunu yersin.
لا تتكلم معي و إلا سأطلق النار على رأسكَ

Otobüse bin. Sakın benimle konuşma. Yüzüme bile bakma.
اصعد إلى الحافلة و لا تتكلم معي ، أو تنظر إليّ

Ne yazık ki şu an oldukça meşgul belki onun yerine benimle konuşmak istersiniz.
لسوء الحظ إنه مشغول بعض الشئ الآن، لكن ربما ترغب أن تتكلم معي عوضاً عن ذلك.

Lanet olsun, bilmiyorum. Kapat çeneni. benimle konuşmak istiyorsan elini kaldır!
لا أعرف , إرفع يدك عندما تتكلم معي

Rudy, benimle konuşmuyor musun?
رودي , ألن تتكلم معي ؟

Mesela Lisa Peterson 11. sınıftan beri benimle konuşmuyor çünkü ne kadar özür dilersen dile geri dönüp birinin sevgilisiyle sürtünmeni geri alamazsın.
(كمثال (ليسا باترسون لم تتكلم معي منذ الصف الحادي عشر لأنه مهما اعتذرت

O yüzden neden benim masamda otururken benimle konuşmuyorsun?
لما لا تتكلم معي عندما تكون في مكاني

benimle konuşmuyorsun.
انت لا تتكلم معي

Şu anda benimle konuşuyorsun Amerikan Hükümeti ile değil.
أنتَ تتكلم معي حالياً وليس مع حكومة الولايات المتحدة

Seni lanet serseri, böyle konuşmaya cesaret edersin ha.
انت ايها الوغد اللعين تتجرأ ان تتكلم معي هكذا

Neden benimle konuşup, seninle konuşmadığını anlamıyorum.
انا لا اعرف لماذا تتكلم معي وليس معك