geleceği nasıl tahmin edebilirsin ki? | TED | كيف بامكانك أن تتنبأ بالمستقبل؟ هذا فعلا صعب |
Biliyor musun, insanlar bundan geleceği okuyabiliyor. | Open Subtitles | أتَعْرفُ، الناس تتنبأ بالمستقبلَ بواسطة هذا. |
geleceği göremezsiniz. Yakın geleceği bile. | Open Subtitles | لا يمكن أن تتنبأ بالمستقبل ولا حتى المستقبل القريب |
Daha da ileri gidersek, eğer başka evrenler varsa, bu kuram bu evrenlerin sıklıkla birbiriyle çarpışabileceğini öngörüyor. | TED | وبالذهاب بعيداً ، لو كان هناك أكوان أخرى تتنبأ هذه النظرية بأنه كل حين وآخر يمكن لهذه الاكوان ان تتصادم |
Bu henüz keşfedilmemiş parçacıklar olduğunu öngörüyor. | Open Subtitles | إنها تتنبأ بوجود جسيمات عديدة لم تُكتشف بعد |
Aklıma gelmişken, bunlar, Edo'da ucuz kitap yazarlarından biri olan Koikawa Harumachi tarafından yazılan, geleceği önceden haber veren kitaplardır. | Open Subtitles | بالمصادفة, هذه كتب تتنبأ بمستقبل إيدو لهويكاوا هارموتشي, مؤلف للروايات في إيدو. |
Neden? Çünkü bir iktidarı düşmesinden önce tahmin edebilmek iyiydi. | Open Subtitles | لأنه أفضل طريقة لتقلب نظام الحكم أن تتنبأ بسقوط الدولة |
Yunan efsanesinde, Kassandra geleceği görmeye... ama gördüklerini anlattığı zaman inanılmamaya mahkum edilir. | Open Subtitles | واسم كاسندرا في اساطير اليونان القديمة كانت تعلم اسرار الغيب ولكن قد تم استنكار ما تتنبأ له |
Dolayısıyla da geleceği görme, ama bu konuda bir şey yapamamanın üzüntüsü. | Open Subtitles | ولكن قد تم استنكار ما تتنبأ له وبذلك ، اندمجت المعاناة مع الجهل والعجز ليفسح المجال لعمل اي شئ |
Yeteneklisin biliyorum ama geleceği görebildiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | عرفت أنك موهوب لكن كنت أجهل أنك تتنبأ بالمستقبل |
Yazıtlar geleceği anlatmaz sadece geçmişin bilgeliğiyle yolumuzu aydınlatırlar. | Open Subtitles | المخطوطات لا تتنبأ بالمُستقبل إنها تُرشدنا عن طريق معرفتنا بالماضي |
Yazıtlar geleceği anlatmaz... sadece geçmişin bilgeliğiyle yolumuzu aydınlatırlar. | Open Subtitles | المخطوطات لا تتنبأ بالمُستقبل إنها تُرشدنا عن طريق معرفتنا بالماضي |
bu sıradaki sayı dizisi gibi basit de olabilir - bir, üç, beş, yedi - şu anki bilinen şartlara dayanarak geleceği öngören daha karmaşık denklemler dizisi de. | TED | يمكنها أن تكون بسيطة كأن تصف العدد التالي في تتالي معين واحد، ثلاثة، خمسة، سبعة أو يمكنها أن تكون معادلات أكثر تعقيداً من ذلك معادلات تتنبأ بالمستقبل مبنية على ظروف معلومة في الحاضر |
İş haberlerinde, ecza firmaları kâr elde edeceklerini öngörüyor. | Open Subtitles | في أخبار الاقتصاد شركات أدوية تتنبأ بأرباح مسجلة |
Verilerimiz önümüzdeki 72 saat içinde iki kurban daha olacağını öngörüyor. | Open Subtitles | البيانات تتنبأ يأنه سيضرب مرة أخرى في هذه السنة و سيقتل ضحيتتين في خلال 72 ساعة القادمة |
Teori Ay ile ilgili birçok şeyi açıklayabiliyor, fakat büyük bir kusuru var: Ay'ın çoğunlukla Mars boyutundaki gezegenden oluştuğunu ve Dünya ile Ay'ın farklı materyallerden oluştuğunu öngörüyor. | TED | يمكن لهذه النظرية تفسير الكثير من الأمور المرتبطة بالقمر، لكن تتخللها ثغرة كبيرة: فهي تتنبأ أن القمر تكوّن تقريبًا وبشكل كلي من كوكب بحجم المريخ، وأن الأرض والقمر تكوّنا من عناصر مختلفة. |
diye sorduk ve elde ettiğimiz sonuç, buna ikinci kez şahit oluyorsunuz, evet işte yine burada ; insanlar bugünkü arkadaşlarıyla önümüzdeki 10 yıl içerisinde de arkadaş kalacaklarını öngörüyor, bugün en sevdikleri tatil türünün önümüzdeki 10 yıl içerisinde yine en sevdikleri tatil türü olacağını düşünüyorlar, bunun yanında, bu sorular 10 yaş büyük olan kişilere sorulduğunda 'Eh bilirsin, bu zaten benim için çoktan değişti ' cevabını alıyoruz. | TED | وما وجدنا، أنت رأيته مرتيين لحد الآن، وها هو مجددًا: الناس تتنبأ أن صديقهم اليوم هو نفس الصديق الذي يكون في حياتهم في ال10 سنوات القادمة الإجازة التي يستمتعون بها الآن هي نفسها التي سيستمتعون بها بعد 10 سنوات، على الرغم من أن الأشخاص الأكبر ب-10 أعوام كلهم يقولون، "تعلمون، هذا الواقع تغير بالفعل." |
Böyle bir şeyin sürecini önceden haber vermek hep zor olmuştur. | Open Subtitles | إنه صعب جداً دائماً أن تتنبأ تطور شيئ مثل هذا. |
Zaman içinde atalarımız fark etti ki, yıldızların yıl boyu hareketleri Dünya'da hayatta kalmamızı tehdit eden veya kolaylaştıran değişiklikleri bize önceden söylüyordu. | Open Subtitles | وفي مرور الوقت لاحظ أسلافنا أن حركات النجوم عبر ليالي السنوات كانت تتنبأ بالتغيرات على الأرض |
Bunlar, geleceğin insanlarını önceden haber veren çizimlerdir. | Open Subtitles | هذه الرسومات تتنبأ بالناس في المستقبل. |