Hazırladığım adlitıp verisi bunu kanıtlıyor. Bu yeterli olmalı. | Open Subtitles | و المعلومات التخصصية التي جمعتها تثبت ذلك يجب ان يكون هذا كافياً |
Hayır, değilim ve bu resim de bunu kanıtlıyor. Gördün mü? | Open Subtitles | لا, وهذه الصورة تثبت ذلك, أرأيت |
Çalışkan bir yapımcıydı ve bunu kanıtlayacak ülseri vardı. | Open Subtitles | لقد كان منتجا ذكيا و مجموعة القرح المصاب بها تثبت ذلك |
Yanında bunu kanıtlayacak kimse olmadan. | Open Subtitles | بدون شهود تثبت ذلك |
bunu kanıtlayan kanıtım var, ama bana hiç zaman vermediniz. | Open Subtitles | لدي الدلائل التي تثبت ذلك ولكنك لا تمنحني أي وقت |
Kanıtla o zaman. | Open Subtitles | ثم تثبت ذلك. |
Bunu kanıtlamak için resimlerim var. | Open Subtitles | عندي صور تثبت ذلك |
Bu iki cümle tersini kanıtlıyor. | Open Subtitles | لذا، تلك الجملتين تثبت ذلك. |
Ronnie Stacey'in yanındaydı. Mesajlar bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | روني كان مع ستايسي والمحادثة تثبت ذلك |
L o Valhalla beni sürgün ve bu bunu kanıtlıyor biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه هو من نفانى فى (ذا فالهولا) ، وهذه تثبت ذلك |
Belgelerin tarihleri belli Peter Teleborian ile Jonas Sandberg arasındaki elektronik postalar bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | الوثائق مؤرخة ويوجد رسائل إلكترونية (بين (بيتر تيليبوريان و (جوناس ساندبيرغ) تثبت ذلك |
Bu nakit tutanakları bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | -هذه المعاملات النقدية تثبت ذلك |
bunu kanıtlayacak madalyalarım var. | Open Subtitles | عندى اوسمه تثبت ذلك |
Asher eşcinsel ve bunu kanıtlayacak yazışmalarım var. | Open Subtitles | آشر شاذ ولدي مراسلات تثبت ذلك |
Tuzak bunu kanıtlayacak. | Open Subtitles | خدعة سوف تثبت ذلك |
Eğer ufacıkta olsa bunu kanıtlayan bir iz varsa, onu bulacağım ve sen bana ne yaptığınızı anlatacaksın. | Open Subtitles | لو أن هناك نقطة تراب تثبت ذلك سوف أجدها وسوف تحاسب على ما فعلت |
Bana sinir hastası teşhisi koydular, bu 'savaş bunalımı' anlamına geliyor bu da benim aklen ve ruhen elverişsiz olduğumu gösterir ve bunu kanıtlayan belge de işte burada. | Open Subtitles | الجيش شخص حالتي بالنورستانيا وهي تعني صدمة من القصف مما يعني اني غير لائق ذهنيا وهذه الاوراق التي تثبت ذلك |
Ofisimde bunu kanıtlayan sekiz ayrı dosya var. | Open Subtitles | لدي ثمان ملفات في مكتبي تثبت ذلك |
- Kanıtla o zaman! | Open Subtitles | تثبت ذلك! |
- Kanıtla o zaman. | Open Subtitles | - ثم تثبت ذلك. |
Bunu kanıtlamak için çok güçlü kanıtlarımız var.. | Open Subtitles | لدينا ادله قويه تثبت ذلك... |
Bu iki cümle tersini kanıtlıyor. | Open Subtitles | لذا، تلك الجملتين تثبت ذلك. |