Kendim mi sarhoş oluyorum yoksa maske mi görelim bakalım. | Open Subtitles | هل هذه هي شخصيتي الحقيقية ،التي بدأت تثمل أم القناع؟ |
Kızlarından biri değilim. Sadece bazen sarhoş ettiğin bir kızım. | Open Subtitles | تقنياً، لست من أولادك أنا مجرد فتاة تجعلها تثمل أحياناً |
Yaşarken içki içebilirsin, içince sarhoş olabilirsin, sarhoş olunca hata yaparsın. | Open Subtitles | ويمكن أن تثمل عندما تشرب وعندما تثمل يمكن أن ترتكب الأخطاء |
Nasıl bir anne, bakması gereken bir çocuğu varken kafayı çeker ki? | Open Subtitles | سمعتيني، أي نوعٍ من الأمهات تثمل عندما يكون لديها طفل تعتني به |
Hadi ama, Johnny. Eskiden bana yemek ısmarlayıp, beni sarhoş ederdin önce. | Open Subtitles | هيا يا جوني , على الاقل اشتري لي العشاء قبل ان تثمل |
- Her halükarda bu acılı dairede her gece sarhoş olup yaşıyorsun. | Open Subtitles | وفي جميع الاحوال، انت تعيش في تلك الشقة حزينة تثمل كل ليلة |
Ara sıra sarhoş olmak herkese iyi gelir. | Open Subtitles | أنها جية لاي كان يجب أن تثمل بين الفنية والاخرى |
Onu sarhoş etme. Tamamen kontrolünü kaybediyor. | Open Subtitles | لا تجعلها تثمل فهي تفقد التحكم في نفسها كليا |
sarhoş bile oluyordu. | Open Subtitles | كان تثمل أيضا و تقول نكتا حزينة لم يحبها أحد |
- Kafede oturup sarhoş oldunuz ve delice direksiyon salladınız. | Open Subtitles | أعلم ما حدث كنت جالس في شي جاك تثمل مع شرابك الأبدي باستيس هو مشروب روحي فرنسي الصنع |
-Her yıl yıldönümlerinde üç numaralı eski karısı sarhoş olup onu arar. | Open Subtitles | في كل عام تثمل طليقته رقم ثلاثة في عيد زواجهم |
Hayatımı sarhoş olmanı izleyip kustuğun sırada o güzelim uzun saçlarını tutarak geçiremem. | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش حياة اراقبك تثمل ثم أمسك شعرك الطويل الجميل وأنت تتقيء |
Bilirsin, sarhoş olursun, ...tutuklanırsın, birileriyle yatarsın. | Open Subtitles | أنت تعلم , أن تثمل أن يُقبض عليك , أن تُمارس الجنس |
Evet,onu sarhoş ettikten sonra onunla seks yapmak gibi mesela. Bu bana nasıl yardım edebilir ki? | Open Subtitles | يمكننا أن نجعلها تثمل ونتبادل الأدوار بممارسة الجنس معها |
Yani, önce sırf Brooke'u üzmek için Lucas'ın peşinden gidiyor... sonra sarhoş oluyor ve Cooper'ı ölümün eşiğine getiriyor. | Open Subtitles | اعني بالبداية .. تقربت من لوكاس لتثير استياء بروك ثم تثمل و وتقريباً كانت ستتسبب في موت كوبر |
Hepiniz hemen gitmelisiniz... çünki birazdan güzel bir kadın gelecek... ve onu sarhoş edip, sevişmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | علكيم المغادرة لأن امرأة جميلة ستأتي وأنا عازم على جعلها تثمل وأقيم علاقة معها |
Evet ya. İkinci dersimiz: Satacağın malla kafayı bulma. | Open Subtitles | ،هذا صحيح , الدرس الثانى لا تثمل بواسطة مخدراتك |
Eğer sen kafayı bulmak istemiyorsan, o zaman oturup benim kafayı bulmamı izlersin. | Open Subtitles | انت لاتريد ان تثمل يمكنك فقط ان تجلس هنا وتشاهدني وانا اثمل |
Belki Sarhoşken araba kullandı, direksiyon başında uyuya kaldı? | Open Subtitles | ايوجد سبب كي يلوم امه على موتها؟ اكانت تثمل وتقود غفت اثناء القيادة? |
Öyleyse bu yüzden içiyorsun ve gittikçe şişmanlıyorsun ta ki yüzün beni iğrendirene dek, salgın bir hastalık gibi, tıpkı cüzam gibi. | Open Subtitles | و هذا هو السبب الذي يجعلك تثمل و تزداد وزنا يوما بعد الآخر حتى أصبح وجهك يثير اسمئزازي و كأنك تحمل مرض معديا أو جُذاما |
Herhalde o öldü diye kendini içkiye vermiştir. | Open Subtitles | ربما تثمل بسبب جريمة قتله |
Son birkaç ayınızı ölene kadar içerek geçirdiğinizi de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك قضيت الأشهر الماضية تحاول أن تثمل حتى الموت |
Mecha ayyaşın teki, ve her yeri dikişli. | Open Subtitles | ميتشا تثمل كثيرا وجسمها يملأه الغرز |