| Tekrarlanma ile ilgili bir şey var, onları tamamen bağımlı yapan, yumurtadan çıkanın sabit küçük dopamin vuruşlarıyla ilgili. | TED | هناك خطبٌ ما حول التكرار، ويكشف لنا الدوبامين المستمر الحقيقة، أنها تجذبهم تماما لها. |
| O müzik, o ilahi müzik. onları o çağırdı. | Open Subtitles | تلك الموسيقى,الموسيقى المقدسة أمنا الموقرة,إنها تجذبهم |
| onları buraya sıkıştırmak için yeteri kadar geri çekilin. | Open Subtitles | إنسحب إلى الخلف لمسافة كافية حتى تجذبهم إلى هنا |
| Şüphesiz onları cezbeder, bu kısmı doğru. | Open Subtitles | حسنا، إنها بالتأكيد تجذبهم هذا الجزء صحيح |
| onları özel bir şekilde kutsa. Tanrım, onları yücelt. | Open Subtitles | باركهم يا رب بطريقتك الخاصة يا رب اطلب ان تجذبهم لك |
| Koruculara acil durum sinyali verip onları buraya getirtebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إطلاق إشارة استغاثة .للجوَّالين كيما تجذبهم إلى هنا |
| ortaya koyar. Mesela ben nadiren ısırılırım ama partnerim Amanda onları sürüyle üzerine çeker. Bunun sebebi cildimizde böceklerin farkedeceği farklı kimyasalları üreten farklı mikropların olmasıdır. | TED | على سبيل المثال، انا نادرا ما يقرصني البعوض، ولكن شريكتي أماندا تجذبهم كالقطيع، والسبب هو أن لدينا ميكروبات مختلفة على جلدنا تنتج مواد كيميائية مختلفة يكشفها البعوض. |
| Burada onları cezbetmek için böylece hepimizi öldürebilir? | Open Subtitles | كي تجذبهم إلى هنا و تقتلنا جميعاً ؟ |
| onları bir kere tuttuğunuzda bu tutsak izleyicilere soruyu cevaplama vesilesiyle kazara birçok şey öğretebilirsiniz. | TED | وبعد أن تجذبهم أصبح لديك هذا الجمهور الأسير الذي تستطيع مع وجود هدف الإجابة عن الأسئلة في بالك أن تعلمهم الكثير من غير قصد . |
| onları kana susamaya mahkum edersiniz. | Open Subtitles | تجذبهم للرغبة بالدم |
| Bu feromon onları cezbedecektir. | Open Subtitles | هذه الفعاعه يجب أن تجذبهم |
| Burada onları çekecek bir teknoloji yok. | Open Subtitles | لا تقنية تجذبهم |
| Farklı ağırlıklarda olsa yerçekimi onları aşağı çeker. | Open Subtitles | إذاً نفس القوة تجذبهم للأسفل |
| Sanırım onları kendine çekiyorsun! | Open Subtitles | أعتقد أنك تجذبهم! |
| Gittikçe daha iyi ve daha iyi ve daha iyi ve daha iyi olmanız lazım. Taa en sonuna kadar yüksek devirde gidip ve sonra en sonunda -- BOOM! -- akıllarını başlarından almanız lazım. onları öyle bir duygusal çıkış yaşatabilin ki, | TED | و عليك أن تتحسن , وتتحسن , وتتحسن , و تتحسن و الأمر ينبنى على بعضه حتى النهاية, و في النهاية يجب عليك --(بوووم) أن تجذبهم إليك , و تسددد الضربة القاضية. عليك أن تتأكد من إيصالهم لتلك الدرجة من التوقد العاطفي |
| onları çıkarma! | Open Subtitles | لا تجذبهم |
| Kan onları çeker. | Open Subtitles | الدماء تجذبهم |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 